ALLAH’IN KANUN KOYMA HAKİMİYETİ

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İman, kuru bir söylemden ibaret
değildir; gönülden bağlanmak, inanmak
ve kabullenmektir. Hem Allah’a ve Resulüne
inandım deyip, hem de koydukları
kanunlara razı olmamak tipik bir
münafıklık alametidir. Hani şöyle derler
ya Şeriatın kestiği parmak acımaz denilmiştir.
Acımaz çünkü müminin kalbinde
o acıyı unutturacak kadar büyük bir
imanı vardır. 38/ Sad 26.” Ey Davud,
Biz seni yer yüzünün bir yerinde halife
yaptık. O halde insanlar arsında adaletle
hükmet. Heva ve hevese uyma, sonra
bu seni Allahın yolundan saptırır. Doğrusu
Allah’ın yolundan sapanlara hesap
gününü unutanlara çetin bir azap
vardır.” İdareciler ve yöneticiler adaletli
ve adil olmak zorundalar, kendi ve
çevresi hesabına iş yapmayacak, zulüm
uygulamayacak, iki yüzlü olmayacak,
milletin birlik ve beraberliğini bozacak
hiç mi hiç bir iş yapmayacaktır. Millet,
haksız, adaletsiz, zulüm ve hukuksuz
bir yönetim yapan bir yöneticiyi derhal
görevden alacaklardır, eğer görevden
almazlarsa bütün günah ve vebal millete
aittir ve hesabını Ahrette Allah’a
verirler kendi kendilerini cehenneme
hazırlamış olurlar ve sonucuna katlanmak
durumunda kalırlar. Yeryüzünün
neresinde olursa olsun bir idareci iktidarı
elde ederse Allah’ın yeryüzündeki
emanetçi yöneticisidir.
DOĞRU VE GÜVENLİ
OLAN YÖNETİM ŞEKLİ.
Yönetimde mülkün gerçek sahibinin
Allah olduğu, çıkartılacak kanunların da
Allah’ın emrine uygun, millet menfaatini
koruyup kapsayacak şekilde yapılması
gerekiyor. 35/ Fatır 39. “ İşte Allah, sizi
yeryüzünde halifeler ( dünyayı adaletle
yönetip güzelleştirme) kılan yetkilidir
ki, her kim Allah’a karşı küfür yolunu
tutarsa, bu küfrünün vebali kendi üzerine
olmuş olur. Kafirlerin küfrü Rableri
katında kendileri için ancak gazabı
arttırır. Kafirler bu küfürlerinden dolayı
zarardan başka bir şey kazanamazlar.”
24/ Nur 55. “ Sizlerden iman
edip de Salih iş işleyen kimseler için
Allah yeryüzünde sahip, hakim ve halife
kılacağını ( yetki vereceğini) vaat
etmiştir. Çünkü sizden evvel de böyle
kimseleri, halifeler kılmıştı. Onlar bana
ibadet ederlerdi ve bana başka bir şeyle
ortak koşmazlardı.” 21/ Enbiya 105. “
Ant olsun Zikir’den ( Zebur’dan önceki
tüm ilahi kitaplar) sonra Zebur’da da
yeryüzüne iyi kullarım varis olacaktır
diye yazmıştık.” Dünyada inanmayan
devlet ve millet uzun süre yaşar, ama
zulüm üzere uzun süre yaşamaz. Hatta
kötülerin ve kötülüğün sürekli payidar
olamayacağı, iyiliğin asil, kötülüğün ise
geçici arızi olduğu, hakimiyetin eninde
sonunda iyilerin eline geçmesinin
mukadder olduğu da bir gerçektir, ama
iyi niyetli insanların çabalarına bağlı bir
sünnetullahtır.
İslam’a göre yönetim ne bir ferdin,
ne bir hanedanın, ne de herhangi bir
ailenin elinde değildir, bu yetki Milletin
yetkisinde ve elindedir. Allah Kuran’da
Nisa suresi 58 ve 59. Ayetlerle
açıklamıştır. Kuran’ın bu hükümlerine
göre, bütün Müslümanlar, milletler, şahıslar
aynı imkanlarla yönetici olmak
hakkına sahiptir. İslam yönetim konusunu
saltanattan, gözü açık zümre
hakimiyetinden, ruhban sınıfının otoritesine
dayanan hükümet şekillerini yasaklamıştır.
Doğru yönetildiği, şartlarına
uyulduğu zaman şu ana kadar ki bulunan
idare şekillerinin en uygun olanı
Cumhuriyettir. Batıdaki uygulanan ve
bu gün Türkiye’de uygulanan, millet
adına, millete baskı, zulüm, adaletsizlik
ve hukuksuzluk yapılan sistemi kast
etmiyoruz.
42/ Şura 38. “ Yine onlar, Rablerinin
davetine icabet ederler ve namazı kılarlar.
Onların işler, aralarında danışma
iledir, kendilerine verdiğimiz rızıktan
da harcarlar.” Bu ayetle de Allah, İslam
idare şeklinin, Müslümanların kendi
aralarından seçecekleri şura’nın vereceği
doğru ve adaletli kararlarına uyup, milletin
aksi takdirde yanlış kararlarda, yöneticileri
görevden alma etkileri Allah’ın
emriyle verilmiştir.

#kemalyavuz

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.