ALLAH’IN PEYGAMBER’E VE MÜMİNLERE SALATI

Peygambere salat ve salavatı sahabe bir köşeye çekilip, şimdi yapılan gibi gerek ferdi, gerekse koro halinde Allahümme salli okumamışlardır. Varlarıyla, yoklarıyla, kıt imkanlarıyla mali destek, canlarıyla harekete geçip, Allah’ın emrine uygun, Allah için peygamberimize destek olmuşlardır. 24/Nur 41, “ Göklerde ve yerde bulunanlarla dizi, dizi kuşların/arıların/ bulutların, Allah’ı tesbih (her türlü noksanlıktan arındırdıklarını) ettiklerini görmez misin? Hepsi kendi tesbihlerini ( arındırmalarını desteğini doğaya yapacağı katkıyı) bilmektedirler. Allah, onların yapmakta olduklarını hakkıyla bilendir.” Ayette geçen salat ve tesbih, Allah’ı Allah’a yakışmayan şeylerden ve Allah’ın sıfatlarını, Allah dışında başkalarına vermemektir. İşte ayette geçen kuşlar, arılar, bulutlar, Allah’ı noksan sıfatlardan uzak tutup, kendilerine ne emredilmiş ise o görevi yaparak destek olmuşlardır. Yoksa Ebu Hureyre’ye nispet edilen rivayette zikredildiği üzere, namazlardan sonra 33 er defa Sübhanellah, Elhamdülillah, Allahüekber denilmesi bu işi kurtarmıyor. Bir defa olsun Allahuekber deyin ama Allah’ı tüm noksan sıfatlardan arındırın ki, o zaman amaç yerini bulsun. Allah de, Allah’la araya aracı, şefaatçi koy, Allah san ki duasını kabul etmeyecek, duymayacak zannedip, yatırlara, türbelere, veli ve evliyalara, şeyhlere bağlanıp onların hatırına, yüzü suyu hürmetine Allah’ım duamı ve şu işimi kabul et diyenleri nereye koyacağız. Elbette Allah bilir, ama Allah bunları yasaklamıştır, yasakla-dığı ve affetmem dediği işi kim ne yapacaktır, nasıl hatır atacaktır. Bunun anlamı nedir, Allah ile insanları karıştırmamalıyız, Allah vadinde durandır. İSLAM VE DİN. Kıymetli okurlar, İslam dini, Kuran’ın içindekilerle, Allah’ın kullarını hakka ve doğruya ulaştırmak üzere peygamberleri aracılığı ile akıl sahibi insanlara tebliğ ettiği, kullarını dünya ve ahret mutluluğuna kavuşturan sistem ve Allah’ın koyduğu dini hükümlerdir. Rabbimiz insanlığı zulüm ve kargaşa bataklığından kurtarıp adaleti, dengeyi, güvenliği ve mutluluğu sağlamak için ellerinde delil olsun için kitap indirmiş, elçi göndermiş ve akıl diye bir nimet vermiştir. Allah dinin halis, saf, arı, duru gönderildiğini, kulları tarafından yozlaştırılmadan, bozulmadan, içine herhangi bir insan sözü katılmadan, Allah’tan geldiği gibi korunan ve hayatında yaşanan din olmasını istemektedir. 39/ Zümer 1, “ Bu kitap izzet ve hikmet sahibi, en üstün ve en güçlü, en iyi yasa koyan Allah tarafından indirilmiştir.” 39/Zümer 2, “ Şüphesiz ki Kitabı sana hak olarak indirdik. O halde sen de dini Allah’a halis (arındırarak) kılarak kulluk et.” 3/Zümer 3, “ Dikkatli olun, halis din yalnız Allah’a aittir. Allah’ın yanında birtakım yardımcı, yol gösterici evliyalar edinenler, onlar bizi sadece Allah’a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz derler. Doğrusu Allah, emrine uymayanların aralarında hükmünü verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve inkarcı kimseleri doğru yola iletmez.” Allah, ayetlerde bir halis dinden, birde Allah’a özgü/ait olmayan, uydurulmuş /paralel dinden bahsediyor. Bu uydurulan ve paralel dinin insanlar tarafından (azizler, ruhbanlar, papazlar, mezhepler, tarikatlar, şeyhler, imamlar, din adamları, siyasi liderler yani firavun zihniyetli kişilerce içi boşaltılmış yozlaştırılmış dindir. 40/ Mümin (Gafir) 14, “ Haydi, kafirlerin hoşuna gitmese de Allah’a, Allah için dindar ve ihlaslı arındırılmış olarak dua edin.” Halis ve arındırılmayan bir din, dünya ve ahrette hiçbir işe yaramaz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.