ALLAH’IN SIFATLARIYLA NASIL ŞİRK KOŞULUYOR – 1

Allah’ın emrettiği kural ve şartları yeterli
bulmayıp, sürekli aşırılığa giderek ya
kendinden, ya da başka söz ve söylemlerden
etkilenerek, her önüne konanı din bilip,
Allah’a kulluk yaptıklarını zannetmek Allah’ın
Kuran’daki emirlerine ters düşmek
ve kendi heva ve hevesine teslim olmaktan
başka bir şey değildir. Allah buna Kuran
da şirretlik, aşırılığa gitme, sapma, haddi
aşma, dengesizlik doğru yoldan ayrılma
olarak açıklıyor. Bakalım ayet nasıl uyarıyor.
29/ Ankebut 51 “ Kendilerine okunmakta
olan kitabı sana indirmemiz onlara yetmemiş
mi? Elbette iman eden bir kavim için
onda rahmet ve ibret vardır.” ve 43/ Zuhruf
5 Siz haddi aşan kimseler oldunuz diye,
sizi Kuran’la/zikir ile uyarmaktan vaz mı
geçelim.” Allah’ın emri Kuran adeta içindeki
ayetlerle çağırıyor fakat dikkate alan var
mı ki. Şu ayet kime hitap ediyor düşündük
mü? 2/ Bakara 171 “ Hidayet çağırısına kulak
vermeyen inkarcıların durumu çobanın,
sadece bağırıp çağırmasını işiten hayvan sürüsüne
benzer anlamazlar. Çünkü onlar sağırlar
gerçeği duymaz ve duymak istemezler,
dilsizler/gerçeği konuşmazlar, körlerdir
gerçeğe bakmazlar, bundan dolayı düşünemezler.”
Onun için şöyle uyarılıyoruz,
2/ Bakara 175 “ Onlar bu amelleri yapanlar
doğru yol karşılığında sapıklığı, mağfirete /
bağışlanmaya bedel olarak da azabı satın almış
kimselerdir. Onlar ateşe karşı ne kadar
da dayanıklıdırlar.” 2/ Bakara 176 “ O azabın
sebebi, Allah’ın kitabı hak olarak indirilmiş
olmasıdır.
***
Kitapta ayrılığa düşenler elbette derin
bir anlaşmazlığın içine düşenlerdir.”
Allah ile birlikte, yanında başka yaratılmışlardan
yardım beklemek onları (mezhepleri,
tarikatları, cemaatleri, veli, evliya, yatır,
şeyh, gavs, kutup) din kabul etmek, onların
Allah gibi her yerde hazır olduklarına
inanmak, Allah gibi gaybı, gizliyi bildiklerine
inanmak, Allah gibi bağışlayıcı, yardım
edici, şefaat edici, aracı, onların yüzü suyu
hürmetine, hatırına Allah bizlerin duasını
kabul eder bizi bağışlar, kurtarır, onlar olmadan
Allaha kulluk yapılamaz, ulaşılamaz
onlar Allah’la aramızda vesiledir demek ve
inanmak, mezhep, tarikat kitaplarını Allah’ın
dini gibi doğru, yanılmaz, çelişmez
olarak kabul edip inanmak şirklerin en
büyüğüdür. Onları ve yazdıkları kitaplarını
Allah’ın kitabının sözünün önünde tutmak
veya eşdeğerde kabul etmek, (bir konuyu,
şu mezhebe göre, şu tarikata göre, şu alime
göre, şu hadise, şu ilmihale göre şöyle demek
ve inanmak doğru değil ve şirk olur.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.