belALLAH, KİTAP (KUR’AN), DİN VE PEYGAMBER’İ GÖREVLERİYLE ANLAYIP İNANMAK.(5)

Allah’ın sözlerini değiştirecek kimse yoktur. Allah işitendir ve bilendir.”
Din de Ğulüv, yani din de azgınlık, doymazlık, haddi aşmak, din’e ilaveler de bulunmak, aşırı gitmektir. 4/ Nisa 171. “ Ey ehli kitap Dininiz de aşırı gitmeyin.” 5/ Maide 77. “De ki: Ey Kitap ehli! Dininiz de haksız yere haddi aşıp, aşırı gitmeyin.” Bu iki ayette de Arapça orijinali “la tağlu fi diniküm” olarak geçer. Hz. Peygamberin şöyle dediği rivayet edilir. “ Din de ğulüvve gitmemeniz için sizi uyarırım. Şu bir gerçek ki, sizden öncekilerin batışı din de ğulüv yüzünden olmuştur.” Buhari İ’tisam 5, İbni Mace Menasik63, Tirmizi Şemail 69 gibi. 25/ Furkan 43. “ Kötü duygularını, heva ve heveslerini ilah edinen kimseyi gördün mü?” 45/ Casiye 23. “ Heva ve hevesini ilah edinen ve Allah’ın kişiyi kendi hür iradesi doğrultusunda bir bilgiye dayalı olarak saptırdığı kulağını ve kalbini mühürlediği, gözüne de perde çektiği kimseyi gördün mü?” 45/ Casiyee 6. “ İşte sana gerçek olarak açıkladığımız bunlar Allah’ın ayetleridir. Artık Allah’tan ve Allah’ın ayetlerinden sonra hangi hadise söze inanacaklar.” Yine 77/ Murselat 50, 7/ Ali İmran 185, 4/ Nisa 87, 56/ Vakıa 81, 18/ Kehf 6 , 12/ Yusuf 111 gibi. Kuran’da ki, Ayet’ler, bunları açıklarken, bu ayetleri görmeyenler ve görmek istemeyenler hala bağırıp çağırmaya devam ederek, bizleri suçluyorlar ve milletin kafasını bulandırmayın diyorlar. Allah için soruyorum, kafaları, Ğulüvve düşüp, Allah’ın Ayetlerine uymayanlar mı karıştırıyor? Yoksa Allah’ın emrine uyun diyen biz miyiz?
Dinin ilk insanla başladığını ve son peygambere kadar insanlığa tebliğ edildiği de, 42/ Şura 13. “ Dini ayakta tutun ve din de ayrılığa düşmeyin diye Nuh’a tavsiye ettiğini, sana vahiy ettiğimizi, İbrahim’e, Musa ya ve İsa ya tavsiye ettiğimizi Allah size de din kıldı.” 6/ Enam 161. “ De ki: Şüphesiz Rabbim, beni doğru yola ve dost doğru dine, Allah’ı birleyen İbrahim’in dinine iletti. O, ortak koşanlardan değildi.” Yine, 1/ Fatiha 6.” Bize doğru yolu göster.” Gibi.
Allah, insanın Allah’a din öğretmeye kalkacağını bilerek, durumu yine bize açıklayarak, böyle bir hataya düşmememiz yönünde uyarıyor. 49/ Hucurat 16. “De ki: Siz dininizi Allah’a mı öğretiyorsunuz.” Ve 42/ Şura 21. “Yoksa onların, Allah’ın izin vermediği bir dini getiren ortakları mı var?” 68/ Kalem 36. “Size ne oluyor? Ne biçim hüküm veriyorsunuz?” 68/ Kalem 37. “Yoksa size ait bir kitap var da, hurafe ve batıl inanışları onda mı okuyorsunuz?” 68/ Kalem 38. “ O kitabınız da beğendiğiniz her şey sizin için mutlaka vardır diye mi yazılı. Kalem 39. Yoksa ne hükmederseniz mutlaka sizindir diye, sizin lehinize olarak tarafımızdan verilmiş, kıyamet gününe kadar geçerli kesin sözler mi var.” 68/ Kalem 40. “Sor onlara, bu iddiayı onların hangisi savunacak?” 68/ Kalem 41. “ Yoksa ortakları mı var onların? Sözlerinde doğru iseler, haydi getirsinler ortaklarını. “
Bir de diyorlar ki, her doğru her zaman söylenmez ve şimdi zamanı değildir, ne demek, böyle söylemek. Evet, her şeyin bir zamanı vardır. Sabah namazının, öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarının ve Oruç un, Zekat’ın, Hac’cın, Kurban’ın bir zamanı elbette vardır. Ama sadaka’nın zamanı her zamandır, her zaman sadaka verilir. Dinin zamanı olur mu? Din her zaman ve her yerde hem söylenir ve hem de yaşanıp uygulanır. Emri bil Mağruf ve Nehyi Anil Münkeri ne yapacaksınız? Böyle bir sorumsuzluk olur mu? Böyle diyen, ğulüvve düşmüş olmaz mı? Dinin Allah’a has kılınması, Allah’a din de ortak koşulmaması ve koyduğu dinin değiştirilmemesi ve ne ilave, ne de eksiltme yapılmamasıdır. Kuran’ın yanında hadisler de dinin kaynağımıdır?

#kemalyavuz

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.