KENDİ KENDİNE TERAPİ YÖNTEMLERİ

Değerli okuyucular, bu haftaki köşe yazımı iki hafta boyunca yaptığım gözlemler neticesinde kaleme aldım. Neden nasıl? Diye sorarsanız, geçen hafta devlet hastanesinde bir hasta ziyareti sırasında yaşadığım küçük olayı sizlerle paylaşmak istiyorum ; Hastanede sabah muayene olamayan hastalar için öğleden sonra vardiya dışı denilen bir uygulamayla doktorlar hasta alıyor. Sanırım okuyucuların büyük kısmının bu uygulamadan haberi vardır. Neyse saat 16.00 sularında tekrar hasta alınacağı için bir saat öncesinde insanlar sıraya girmeye başlıyormuş. Şahit olduğum olayda küçük bebeği olan ve sırada bekleyen genç bir kadın ile epeyce yaşlı bir hanım teyze sıra sebebiyle şiddetli bir tartışma yaşadı. Olaya fazlasıyla üzüldüm insanların uzun süre ayakta beklemesi ve yoğun stres yaşaması oldukça can sıkıcı fakat durum, koridorda ilerlerken psikolog odasına rastladım randevulu bekleyen kişi sayısı ise sıfır, durum oldukça ilginç diğer bölümlerin kapılarında hastalar sıra olmuşken ve insanlarda bu kadar öfkeli ve tahammülsüzken neden devletin psikoloğuna giden yoktu? E madem psikoloğa gitmeye pek hevesli değiliz bende buradan bazı tavsiyelerde bulunmak istedim;
Önce ilk madde olarak; Toplumsal sorunlara ve karşılaştığımız zorluklar karşısında bakış açımızı değiştirelim. Nasıl? Karşılaştığımız bu zor durumu sadece biz yaşamıyorsunuz neredeyse toplumun geneli aynı sıkıntıları yaşıyor tek değilsiniz yani birazda empati yeteneği önemli karşımızdakinin yerine kendimizi koyabilmemiz öfkemizi ve üzüntümüzü hafifletecektir.
Madde iki; Kendinizi dinlemeyin! Beyninizde buluttan nem kapan,vesveseli ,geveze bir yaşlı teyze oturuyor adeta o teyzeden beyninizi arındırın. Fazla gelecek planları aşırı kaygı yaratacağı için hayatınız çekilmez hale gelebilir,yarın kahvaltıda ne yiyeceğimizi dahi bilmeden yaşarken uzun gelecek planları yapmamız biraz bizi zorlar haliyle yani rüzgarı karşımıza değil arkamıza alalım böylesi daha iyi.
Madde üç; Yazı yazın kitap okuyun! Yazı yazmak yani öfkemizi kızgınlıklarımızı duygularımızı yazıya aktarmak bizleri çok rahatlatır. Yazdığımız zaman kafamızdaki karışık bilgiler yerine oturur günlük tutmak faydalı bir yöntem. Kitap okumak beyni en güzel çalıştıran ve sağlıklı düşünme yeteneği sağlayan yöntemdir. Kitap okuyalım…
Madde dört; Elinizde olmayan sahip olamadığınız şeylere kafanızı yormayın! Ülkede olan biten her şeyi siz düzeltemezsiniz illaki aksaklıklar olacak mesela komşu Suriyelilerden çocuklara pandemik(bulaşıcı) hastalık bulaşıyor ah vah şimdi ne yapalım! diye üzülmeyin. Bazı şeyler elimizde değil veya işsizlikten yakınıyorsanız mesleğiniz var ama işiniz yoksa bu da tüm ülke gençlerinin büyük bir kısmının sorunu unutmayın. Her şeyi devletten beklemek yanlış ama bekliyoruz yinede…
Madde beş; Her yaşadığınız sıkıntılı durumda ülke veya şehir değiştirme fikrinden vazgeçin! Son yıllarda sık duyduğum söylemler ülke değiştirmek; ne oldu da? Terk edeceğim bu ülkeyi diye yola çıktın! Gideceğin yer çok mu güzel, Türkiye den daha mı güzel, hem orda çok mu mutlu olacaksın? Hadi ülke değil şehir değiştirdin yine aynı gittiğin yerde sıkıntıların devam edecek hem de yeni bir yere alışmanın verdiği sıkıntıyla boğuşmak daha da stres ve üzüntü kaynağı olacak…
Son madde altı;Memleket usulü çay! Çok mu canın sıkıldı, dertlendin mi? Çık biraz dışarı bir çay bahçesinde arkadaşlarınla sohbet et çay iç, seni en mutlu edecek hadise bu olacak…
AİLE DANIŞMANI-TERAPİST:SEBİHA ERGÜN

#kayseridengepsikolojikdanışmanlık #sebihaergün

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.