OKUMAM YAZMAM YOK AMA KAYSERİLİYİM!

Okumam yazmam yok ama Kayseriliyim. İlk kez duyduğum bu deyimle yüzümde belirgin bir tebessüm oluştu. Deyim şu şekilde ortaya çıkıyor.

Bir Yüzbaşı, bölüğündeki erleri sıraya dizmiş, okur yazar aklı başında olanlardan, terhis olan çavuşun yerine görevlendirilecek birini seçmeyi düşünüyormuş. Öne atılıp, göreve talip olan bir ere sormuş:

– Sen okur yazar mısın?

– Hayır, demiş er. Okur yazar değilim ama Kayseriliyim….

Kayserililer  zeka, kurnazlık ve işbirlikleri ile tanınırlar. Araştırmalara göre arapların Kaysariye, Kayser’in, yani imparatorun, hükümdarın memleketi dedikleri bu ilimizden, pek çok iş adamı tüccar, sanatkar, ünlü ve büyük kişiler yetişmiştir. Osmanlılar Devrinde  Kayseri de, esnaf ve tüccar bile Enderun dili kullanırmış. Kayserililer, ilim ve bilgiye önem veren, bunu zekaları ile pekiştiren kişilerdir.  Kayserililerin zeka ve kurnazlıklarını konu alan pek çok öykü ve fıkra vardır. Akıllılıkları ile ün yapan Kayserililer, memleketleri ile övünürler. Hatta, alçakgönüllü olanlar, Kayserili olduklarını söylemez bunu bir övünme olarak kabul ederlermiş.

Kayserililerin uyanık, gözüaçık tanınmalarına sebep olan birçok hadise olmuş. Özellikle para konusunda aşırı uyanık olan Kayserililerin bununla ilgili katıla katıla güldüğüm bir fıkrası vardır. Şöyle ki; Kayserilinin oğlu babasına: “Baba!” demiş “Bana 20 milyon lazım!”
kayserili: “oğlum!” demiş: “10 milyon çok! 5 milyon neyine yetmiyor? Alsana 2 milyon!” demiş ve cebinden 1milyon çıkarıp vermiş. bunun üzerine oğlu:
-Zaten bana da 500.000 lira lazımdı!
deyip parayı almış. Kayserili de: “ulan bizim oğlana bak!” demiş, “Sahte para vermesek bizi de dolandıracak!”

Evliya Çelebi’ye göre ise Kayserililerin Kayserili olma hikayesi şöyledir:
Zamanında bir gezgin Kayseri’ye çok yakın bir yerde dinlenmek için durur o sırada ordan geçmekte olan bir adam gezgine birşey isteyip istemediğini sorar. Gezgin adamdan “Bana öyle birşey getir ki hem açlığım dinsin hem susuzluğum geçsin hem atımın karnı doysun hem de daha sonra eğlencelik birşeyler olsun” der ve “eğer bana böyle birşey bulursan sana x lira veririm diye ekler”. Bunun üzerine bu Kayserili zat adama karpuz getirir. Adama karpuzu ye hem açlığın hem susuzluğun geçer kabuklarını atına yedir karnı doysun, çekirdeklerini de atma canın sıkıldığında onları yersin ver paramı da gideyim der.

Kayserili Ticaretçidir-İktisatçıdır-Hesapçıdır-Pratik zekaya sahiptir, hazırcevap ve ikna kabiliyeti yüksek olan insanlardır. Bu açıdan gözü açık insanlara Kayserili derler. Kayserililer Kayserili olmanın ayrıcalık olduğunu düşünürler. Zira bunun doğruluğu dünyaca meşhur fıkralarla da sabitlenmiştir.

#selmakösedağ

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.