PEYGAMBER’LER DE YANILIRLAR-1

Peygamber, Farsça bir kelime olup, haberci, Allah’dan haber getiren anlamındadır. Kur’an’da Resül, nebi olarak geçer. Resül, nebi; Allah tarafından, kendisiyle insanlara haber gönderilen insandır. Peygamberler de yaptıklarından sorguya çekilecekler ve de yanılan, hata yapan insanlardır. Yanılmayan, masum, günahtan korunmuş kimseler olmayıp, kendi kendilerini günahtan koruyan, alıkoyan kimselerdir.

“Elbette kendilerine Peygamber gönderilen kimse-leri de, gönderilen peygamberleri de mutlaka sorguya çekeceğiz” (7/ Araf 6)

“De ki; ben size, Allah’ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Ben gaybı da bilmem. Size, ben bir meleğim de demiyorum, ben sadece bana vahyolu-nana uyarım. De ki: kör ile gören hiç bir olur mu? Hiç düşünmez misiniz?” (6/Enam 50 – 11/ Hud 31)

– Hangi ayete bakılırsa bakılsın, rahatlıkla şu görülür ki, gerek diğer Peygamberler, gerek Hz. Muhammed (as) aynen diğer insanlar gibi birer insandırlar. İnsanların neye ihtiyacı varsa, peygamberlerin ve Hz. Muhammed’in de ihtiyacı vardır. Olağanüstü bir yaratık değillerdir. Kendilerine Allah tarafından vahy gönderilmiş, onlar da vahyin gereklerine uymuşlardır. Kur’an’ın ifadesi ile ilk teslim olanlardır. Peygamberler, insanları kendilerine değil, kendilerinin teslim oldukları Allah’ın emri vahye çağırmaktadırlar. Fakat ne yazıktır ki, peygamberler ve Hz. Muhammed’de bazılarının yaptıkları gibi, olağanüstülüğe itilerek, bir masal kahramanı haline getirilmek istenmiştir. Hz. Muhammed (as) hiç kimseden farkı bulunmadığını, Rabbi ona görev verdikten (peygamberlikten) sonra kendisinin yaralanmasına engel olamamış, bu yaralanmayı, kendisinin ve savaştaki arkadaşlarının tedbirsizliklerine bağlamıştır.

Kur’an’da belirtilmesine ve insan olarak bütün vasıfları taşıdığı ve öldüğü de bilinmesine rağmen nasıl olur da Mesih, Mehdi veya Hızır gibi şahısların ölmediğine inanılır. Böylesi inanışlar İslam da kesinlikle yoktur. İslam dışı inançlardan, İslam’a karışmış hurafelerdir. Kur’an’a ters düşen rivayetlere ve söylentilere itibar olunmaz.

“Ben Allah’ı şahit tutuyorum; siz de şahit olun ki, ben sizin ortak koştuklarınızdan uzağım” (11/Hud 54)

“Ben, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a dayandım, güvendim, bağlandım” (11/Hud 56)

Ayetlerde, peygamberlerin de sorguya çekileceği, gaybı bilmedikleri, melek olmadıkları, Allah’ın hazinelerine sahip olmadıkları, sadece kendilerine vahy olunan emirlere uydukları, insanların ortak koştukları, (bazı kişi ve nesneleri kutsayıp, onların hatırına Allah’ın iş yapması) gibi ortak koşmadıkları, sadece Allah’a dayanıp bağlandıkları açıklanırken; insanların bu ayetlerin zıttına peygamberleri ve Hz. Muhammed’i, çeşitli hurafe rivayetlerle günahsız, yanılmaz, gaybı bilen, tarikat ehli gibi Kur’an dışı inanışlara inanılması veya yönlendirilmesi, aklı olanlar için inanılacak ve uyulacak bir şey değildir. Peygamberler ve Hz. Peygamber yalnızca kendilerine gönderilen vahyler konusunda korunmuş ve masumdurlar, günahsızdırlar. Vahyler, doğrultusunda, Peygamber kendisini azabdan korumuştur. İşte onun için peygamberler, insanlara örnek olarak gösterilmiştir. İnsanların, peygamberleri insanüstü biri olarak görmeleri doğru değildir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.