TASAVVUF NEDİR? (3)

Zevceleri ile sohbetten ve çocuklarından ayrılırlar, bir daha zevceleri ve çocukları ile sohbet edemezler ki, bu onların malumu olsun. Onlar sünnete riayet etmede, nikah hususunda, mübalağa ederler. Hatta öyle ki, bir yabancı kimse evlerine geldiği zaman, bir gün veya bir hafta kalsın ve o hanımı ile nikahlanarak onun hakkını versin isterlerdi. Daha sonra o adam o kadını bıraksın ve kadın da onun kim olduğunu bilmesin. ( Nefahatül Üns, Molla Cami, bedir Yayınevi 1971 sayfa 42.) Bu nasıl bir Tasavvuf anlayışıdır, Tasavvuf ayrı bir din, İslam ayrı bir dindir. İslam’ın akidesinin kaynağı sadece Kuran iken, tasavvufunki çok kaynaklı, sonuç itibariyle İslam dışıdır. Tasavvuf, Mecusilik, Zerdüşlük , Hint düşüncesi, Budizm, Hıristiyanlık, Yahudilik, Yunan Neo Platonizm gibi yabancı kültürlerden ve dinlerden oluşan bir kültür dininden oluşuyordu. Rabbimiz Allah Kuran’da buyurur ki, 3 / Ali İmran 85, “ Kim, İslam’dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden böyle bir din asla kabul edilmeyecektir ve o ahrette ziyan edenlerden olacaktır.” Ve, 5 / Maide 3, “… Bu gün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı beğendim…” 6 / Enam 115, “ Rabbinin sözü ( dini ), doğruluk ve adalet bakımından tamamlanmıştır. Allah’ın sözlerini değiştirecek kimse yoktur, Allah işitendir ve bilendir.” Allah’ın bu ayetlerine göre, İslam ayrı bir din, tasavvuf ayrı bir dindir. İslam’ın kendine göre Kuran kaynaklı bir Allah’ı, Peygamberi, Kuran, ahret, inancı, gayıp ve bilgi inancı vardır. Tasavvufun da ayrı kendine has bir tanrı inancı, peygamber motifi, ahret telakkisi, bilgi felsefesi ve gayıp anlayışı vardır. yani batılın hak kılığında, kurdun kuzu kılığında görünmesidir. İslam’ın Kuran kaynaklı düşünürler hep şunu haykırmışlardır, Şirk ehlinin İslam’dan öcünü tasavvufla aldığı kanaatini, ve tasavvufun verdiği zararı tevhide başka hiçbir küfür, hiçbir batıl verememiştir diye söylemişlerdir. Elbette ki, Allah dinini koruyacak ve korumaktadır, Allah’ın korumasına aldığı şey dininin kitabıdır. Biz Müslüman’ız diyenler ise akide ve amellerimizi Kuran’a uygun korumamız olmalıdır, Allah bu bakımdan bizleri koruyacak değildir, çünkü Allah, Kitap, Peygamber ve akıl göndererek uyarısını yapmıştır. Tuhaf bir olaydır ki, tarih boyunca hemen hiç bir kimse Allah’a ortak koşacağım diyerek ortak koşmamıştır. 2 / Bakara 165, “ İnsanlardan bazısı Allah’tan başkasını Allah’a eşler ve benzerler edinirler de onları, Allah’ı sever gibi severler, iman edenler ise daha çok Allah’ı severler. “ Şunu hiçbir şekilde unutmamak lazımdır ki, 4/Nisa 48, 116 “ Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz, bundan başkasını günahları dilediği kimseler için bağışlar. Allah’a ortak koşan kimse büyük bir günah ile iftira etmiş olur.” Şimdi şöyle denebilir, bu kadar tasavvuf ehli yanlış mı yapmış ve yapıyor. Cevabı ayetlerde Allah veriyor, isteyen istediği şekilde inanma ve yaşama özgürlüğüne sahiptir, ya arı duru İslam’a teslim olunur, ya da karma, toplama dinler olan uydurulmuş bir din anlayışına teslim olurlar. Öyle bir İslam milleti ki, yön verir, yönlendirilmez, önder olur başkasının ardına düşmez, başkasını İslam’a davet eder, yolunu şaşırmaz, tek Allah’a inanır ve teslim olur.

#kemalyavuz

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.