TASAVVUF NEDİR (4)

Falan şeyhimiz efendimiz rüyasında Allah’la görüşüp konuşmuştur veya Resulden şunu, şunu almıştır diye kitaplarından okuyor ve takipçilerinden duyuyorsunuz. Halbuki Müslüman, tavırlarını yaratılmışların söz ve hallerinden değil, Allah’ın kitabı ve Onun Resulünden öğrenerek belirlemelidir. Şimdi bakalım gerçek neymiş, 29 / Ankebut 51, “ Kendilerine okunmakta olan kitabı sana indirmemiz onlara yetmemiş mi? Elbette iman eden bir kavim için onda rahmet vardır.” 36 / Yasin 22, “ Bana ne olmuş ki, beni yaratana ibadet etmeyecekmişim. Halbuki hepimiz Allah’a döneceğiz.” 45 / Casiye 6, “ Artık Allah’tan ve Allah’ın ayetlerinden sonra hangi (Hadise) söze inanacaklar.” 39 / Zümer 36, “ Allah kuluna kafi değil mi? Seni, sizi Allah’tan başkalarıyla korkutuyorlar…”
Şöyle sanılmasın, şirk koşarken Allah, ikidir, üçtür, beştir ,ondur, yüzdür gibi veya Allah yoktur, hayır, ortak koşmak böyle olmuyor, Allah’ın sıfatını ve yapacağı işleri, Allah dışında diğer yaratılmış olan varlıklarda da görüp bilmek, inanmaktır. Çevrenizdeki yatırlara, veli denen kişilerin mezarlarına veya şeyh denen şahısların yanına varanları bir dinleyin ne diyorlar. Üç aşağı beş yukarı yaklaşık olarak onlardan şöyle istekte bulunuyorlar. Bir hastalığı için iyileşmesini, işinin rast gelmesini, oğluna iyi bir gelin, kızına iyi bir koca, ben geçen sene geldim burada dua ettim ev aldım, araba aldım, şu işim şöyle oldu gibi sözler söylenmektedir. Bunların yüzü suyu hürmetine, hatırına Allah duamızı kabul ediyor diyorlar. Dikkat edersek hiç bir kimse burada da Allah’ı inkar eden yok ya ne yapılıyor, direk sadece Allah’tan isteyecekleri dua ve işleri, Allah’ın yanına (sözde ) hatırlı, saygın, yüzü suyu hürmetine kişileri Allah’la aralarına aracı koyuyorlar mesele bu,yapılan budur. 2/ Bakara 186, “ Kullarım sana, Beni sorduklarında söyle onlara, Ben çok yakınım, Bana dua ettiği vakit dua edenin dileğine duasına karşılık veririm. O halde kullarım da benim davetime uysunlar ve Bana inansınlar ki, doğru yolu bulalar.”
Şöyle düşünülüyor herhalde, müşrik olma için yalnız Mekkeli mi olmak gerekiyor? İnsanlar zannediyor ki, yalnız Mekkeliler müşrik idiler, hayır Allah Kuran’da şirk koşanları hem Mekkelilerden, hem de diğer başka kavim ve milletlerden örneklerde vermektedir. İbrahim, Musa, Nuh, Salih (a.s.) gibi, Peygamberlerden de, misaller veriyor. Allah rızası için şimdi vereceğim şu misallerden ve ayetlerden, Dünya da ve Türkiye de sayılı birkaç kişiden başka gündeme getiren var mı?
BÜYÜK ŞİRK: Herhangi bir şeyi Allah’a denk tutup, Allah gibi onlardan korkmak, onların huzurunda sevgi ve saygıda tazim ederek, el pençe divan durup onların sözlerini, Allah’ın emri gibi saymak, kutsallaştırmak veya onların sözlerini Allah’ın sözlerinin önüne geçirmek, yani falan mezhebe, falan alime, falan ulemaya, ve tarikatımıza, şeyhimize göre şöyle demektir. 10 / Yunus 104, “ De ki: Ey insanlar, Benim dinimden şüphede iseniz bilin ki, Ben Allahın yanında sizin taptıklarınıza tapmam, fakat ancak sizi öldürecek olan Allah’a kulluk ederim. Bana müminlerden olmam emir olundu.” 7/ Araf 194, “ Ey kafirler, Allah’ın yanında taptıklarınız sizler gibi kullardır, eğer doğru iseniz onları çağırın da size cevap versinler.” Diğer bazı ayetler, 6/ Enam 56, 25 /Furkan 43, 26 / Şuara 213 gibi.
Peygamberimizin şöyle dediği rivayet edilir, “ Ümmetim adına en çok korktuğum şey Allah’a şirk koşmaktır. Ancak benim söylediğim onların güneşe, aya, puta açıktan tapmaları değildir. Benim korktuğum bu şirk Allah dışında ki, kişi ve nesnelerin sevgisini, hoşnutluğunu gözeterek ameller yapmak ve bir de gizli şehvettir.” ( İbni Mace Züht 21) Bu ayetler ve hadis, Allah’ın yarattığı kulları kutsayıp, Allah’ın verdiği değerin, ölçünün ve sınırın aşılarak, sevgide, itaatte, koruyuculukta, affedip kurtarıcılıkta, bizlere yardım edecekler, bizi Allah’ın yanında koruyacaklar, Allah’a yaklaştıracaklar, şefaat edecekler gibi inanıldığı için şirke düşülüyor ve Allah da uyarıyor.
İTAATTE ŞİRK: Allah’ın hükmünden, emrinden, sözünden başkalarının emrini sözünü kabul edip onlara uyarak hayatlarında yaşamaktır. 6 / Enam 62, “ …Bilesiniz ki, hüküm yalınız Allah’ındır.” Diğer ayetler 6 / Enam 57, 114, 12/ Yusuf 40 gibi 42 / Şura 10. “ …Ayrılığa düştüğünüz her hangi bir şeyde hüküm vermek sadece Allah’a mahsustur.”

#kemalyavuz

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.