BU VATAN CENNET YAPILMAYA DEĞER!

Üzerinde yaşadığımız topraklar, altında yatan on binlerce kefensizden miras, gelecek olan nesillerden emanet bize. Bunun bilincinde olarak yaşamalıyız. Yani tarihimizin, kültürümüzün değerini bilip, bu cennet vatanın her karışına sahip çıkmalıyız. Milliyetçilik, diğer ırklar için ne anlam ifade ediyor, nasıl olur? bilemiyorum. Fakat bizim için ayrı bir kutsaliyet barındırması gerek. Türk milliyetçiliği sadece hilal bıyık bırakıp, birkaç şarkı sözü paylaşmaktan ibaret olmamalı.

Geçtiğimiz günlerde geride bıraktığımız 15 Temmuz Milli Birlik ve Beraberlik Günü’nde bunun örneğini canlı yaşamış biri olarak yazıyorum bu satırları. Kayseri Cumhuriyet Meydanı’ndan örnek vereceğim. “Ölürüm Türkiye’m” parçasını hepiniz biliyorsunuzdur. Herkesin dinlerken gururlandığı, söylerken tüm dünyaya duyururcasına bağırdığı bir şarkı. Meydan’da kutlamalar sırasında şarkı çalarken herkes bayrakları havada, bağırarak söylüyordu. Çok gurur duydum. Dünyada eşi benzeri olmayan bir milletin evladı olarak daima da gurur duyacağım. Fakat beni rahatsız eden bir durum oldu. Şarkının söylendiği sırada ellerinde çekirdekler, mısırlar ve yiyecekler olan insanlar yediklerini maalesef yerlere atıyordu. Çitlenilen çekirdeği yere atmak hangi vatan sevdalısına yakışır? Bir yandan milliyetçilik damarlarımız kabarırken, diğer yandan ne bize bu topraklara bırakanların mirasına, ne de bizlerden sonraki nesillerin emanetlerine sahip çıkamadığımızı düşünüyorum. Bu cennet vatanın bir karışını bile kirletmeden de en güzel milliyetçilik örneklerinden birini gösterebiliriz.

Nitekim sabah tekrar meydana gittiğimde gördüğüm manzara korkutucuydu. Geceden kalan caddeler maalesef çöp içindeydi. Adım atacak yer bile bulmak zordu. Pikniğe giden mangalcıların bıraktığı çöpler, yere izmarit atanlar, sakızlarını ağzından çıkartıp fırlatanları, denizlerdeki tatilci kirliliğini saymıyorum bile…

Zor olmamalı yediklerimizi, içtiklerimizi çöp kutularına atmak. Biraz daha hassasiyet, biraz daha özen göstermek bizlerin üzerine düşen bir görev. 100 metre ilerideki çöp kutularını kullanabilmek, gerçekten çok zor bir şey değil.

Nasıl diyordu Milli Şair Mehmet Akif: “Kim bu cennet vatan uğruna olmaz ki feda?” Bizler söz konusu vatan olunca toprağa düşmekten çekinmeyen insanlar olarak, bu vatanı yeri gelince kanlarımızla sulayalım. Çekirdek kabukları, mısır çöpleri ile değil. “Sadece bir kişiyim” demeyin. Herkes kendini düzeltirse, herkes kendi kapısının önünü temizlerse emin olun tüm dünya adına, ülkemiz adına daha yaşanılası bir ülke bırakabiliriz.

Gösteri milliyetçiliğinden çok, dünyaya en güzel mesajı bu şekilde verebiliriz. Ve şöyle düşünün. Bizlerin batırdığı yeri temizleyen insanlar var. Kendi ailemizden birileri o temizlik görevini üstlense, yine aynı şekilde mi davranırız? “Tabi ki hayır” dediğinizi işitir gibiyim.

Öyleyse gelin bir farkındalık yaratalım ve kendi kapımızın önünden başlayalım temizliğe. Ağaçlar, denizler, çiçekler, böcekler… Emin olun böylece daha yaşanır ve yaşatılabilir bir ülke bırakabiliriz.

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi:

“Bu vatan çocuklarımız ve torunlarımız için cennet yapılmaya değer.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.