KİME KIZIYORUM!

Değerli okurlarım …. Zaman zaman benim de yaşadığım yapmamamız gereken bir durumdan bahsedeceğim bu hafta.
Biz kime kızıyoruz? Biz en çok kimlerle tartışıyoruz? Kimlere tehditte bulunuyoruz? Kime haykırıyoruz? Kime “yeter artık! “ diyoruz? Kime ‘beni anlamıyorsun!’ diye serzenişte bulunuyoruz? Tabi ki çocuklarımıza….
Aslında muhatabımız onlar mı değil. Muhatabımız eşimiz, annemiz, babamız, müdürümüz, amirimiz, kardeşimiz, komşumuz…. Aslında onlar da değil KENDİMİZ. Çözümleyemediğimiz sorunlarımız, bir türlü etkisinden kurtulamadığımız iz bırakan anılarımız, korkularımız, hayal kırıklıklarımız, aşamadığımız komplekslerimiz, bizi bir adım bile öteye götürmeyen sınırlayıcı inançlarımız, söyleyemediklerimiz, kendimize bile itiraf edemediklerimiz. Aslında bütün çatışmamız içimizdeki kendimizle…
Kendimizi iyi fark edip , beğenmediğimiz yanlarımızı kendimize haykırıp, bir nevi kabullenip , üzerinde değişiklik yapmaya çalışmazsak , beğendiğimiz yanlarımızı daha işlevsel hale getirmek için uğraşmazsak kendimizle barışamayız. Ve sonrasında ‘bana böyle davranmamalıydı, beni önemsemiyor, beni adam yerine koymuyor!’ gibi cümleleri bolca kullanır akabinde de evladımızın en küçük yanlış hareketinde muhatabımıza söyleyeceğimiz bütün lafları evladımıza sayarız. ‘Sen beni nasıl ciddiye almazsın. Dediğimi duymadın mı?. Zaten kimse dediğimi duymuyor. Yeter artık beni dinleyeceksin!’
Niye dinleyecek ? Bütün dinlemeyenlerin yerine!
Niye önemseyecek anne- babasını ? Bütün önemsemeyenlerin yerine!
Çünkü iş yerinde müdür önemsemedi, gereken değeri ona vermedi, annesi küçükken hep azarladı, dövdü , öğretmeni tokat attı, babası onu hiç dinlemedi. Ee yeter artık çocuk da mı beni dinlemeyecek hem de benden olan, benim büyüttüğüm…
Ne yazık ki içimizden geçen tam anlamı ile bu cümleler… Ve bu iç seslerimiz içimizde ne kadar çok konuşuyorsa o kadar çocuğa davranış şeklimiz kötü oluyor. Tabii çocuğumuzun bizi dinlemesi lazım fakat bu şekilde düşünerek çocuğumuza kötü davranıyoruz. Daha doğrusu biz böyle davrandığımız için çocuğumuz hırçınlaşıyor.
Peki ne yapmalı?… Her şey fark edişle başlar. İlk önce bu durumu fark etmeniz sizin bundan sonraki olaylarda çocuğunuza ve özellikle kendinize bakış açınızı değiştirecek. Artık çocuğunuza neden bu kadar sert davrandığınızı biliyorsunuz. Aslında ona müdahele ederken en çok kendinize öfkeleniyorsunuz. Ve önceden sorun yaşadığınız kişiye… Öfkelenmek yerine ; mesela çocuk odasını mı toplamadı, bu hareketi size yapılmış bir saygısızlık , adam yerine koymama gibi değil de , çocuğunuz yaptığı bir sorumsuzluk olarak düşünebilirsiniz. Ve çocuğunuzun kişiliğine saldırmadan ‘sen ne dağınık ,sorumsuz birisin ‘gibi.. Birisin – le biten her cümle kişiliğe saldırıdır ve karşıdaki kişiyi çok fena tahrip eder. Akabinde karşı gelmeye iter. Bunun yerine ‘odan çok dağınık ve toplamanı bekliyorum’ gibi bir cümle kurabilirsiniz. Dikkatinizi çekerim sadece durumu anlattım herhangi bir karşı tarafı rencide edici bir cümle kullanmadım. Sadece davranışını ona anlattım, ardından da ne yapması gerektiğini.
Eğer çocuğunuz söyleminize rağmen yapmamışsa , ‘üzgünüm odanı toplamadığın için seninle yapacağımız bu etkinliği iptal etmek zorundayım. Sana 10 dk süre veriyorum . 10 dk içinde toplamazsan etkinlik iptal.
Toplamadığı taktirde gerçekten her ne etkinlikse iptal edeceksiniz. Ama en yakın arkadaşının doğum günüydü, götürmem lazımdı, ama çok ağladı, ama günümü mahvetti.
O zaman odanın dağınık olmasına katlanacaksınız. Çocuğa da kendinizde halledemediğiniz problemlerden dolayı baskı yapmayacaksınız.
Değerli dostlarım, hayat annelerimizin bizi büyütürken ki hayat değil. Onların da sıkıntıları varmış fakat bizim şu an karşılaştığımız sıkıntılar değil. Devir değişti, çocuk yetiştirmek çok zorlaştı. Attığımız her adıma çok dikkat etmek gerekiyor. Bugün farklı duygularla bağırdığınız çocuk yarın çok acımasızca 10 katı karşılığını veriyor. Dünya üzerindeki bir çocuk ve bir anne- babanın farkındalığını arttırmak , dolayısıyla o çocuğu kurtarmak demek emin olun onun çevresindeki 10 çocuğun kurtulması demektir. Lütfen duyarlı olalım. Babalar için de söylüyorum ama her zaman için
‘KADIN DEĞİŞİRSE DÜNYA DEĞİŞİR!’
MUTLU KALIN….
DİLEK ALBAYRAK
SOSYOLOG AİLE DANIŞMANI
GSM:0533 342 85 51

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.