‘İMDAT’ HIRSIZ VAR!

Alıştık ya da alıştırıldık bir şekilde. Bu insanların kötü olduğuna, bizim insanlığımızın bittiğine, iyi insanların o atlara binip bu diyardan göçtüğüne, alıştırıldık işte… Her ne olursa ‘yaparız, bekleriz’ diyoruz. Tarihimizin o şan ve şerefle dolu günlerini hatırlayıp; ‘bunları yeniden yaparız, bekleriz’ diyemiyoruz. Nerede bir faydasızlık eyleminde ise insanoğlu, nerede kirletiliyorsa doğa, nerede öldürülüyorsa hayvanlar ve nerede çalınıyorsa bir şeyler biz ancak onları bekliyoruz birbirimizden.

Geçtiğimiz günlerde bir camiden dizüstü bilgisayar çalındı. Zanlı önce gelmiş, abdest almış. Sonra namaz kılmış. Gece ise camı kırıp bilgisayarı kırmış. Öyle zannediyorum ki, gece çalacağı bilgisayar için Allah’tan af dilemiş, namazın sevapları ile örttüğünü zannetmiş çaldığının günahını. Müslümanız ya, inanıyoruz. İnancımız olduğu için günahımız kadar yanıp, cezamız bitince cennete gideceğiz. Ondan dolayı sanırım bu kadar kolay günah işliyoruz. Ateşe katlanıp sonsuz bir cennet bekliyoruz(!) Ömer Hayyam’ın güzel bir rubaisi geliyor aklıma ama inanın onu söylemek için doğru bir yer değil burası. Ve Maalesef dinimiz olduğu için ahlak kavramına da ihtiyacımız yokmuş gibi davranıyoruz. Ne kötü değil mi? Cuma hutbesinde kul hakkını dinleyip, cami çıkışı ayakkabı çalıyoruz.

Son zamanlarda çok büyük savaş halindeyiz. Aslında savaşımızın cehaletle, kötü insanlıkla, ahlaksızlıkla falan olmasını bekliyorsunuz değil mi? Yanılıyorsunuz. En büyük savaşımızı ‘doğa’ ile veriyoruz. Güzel bir deniz görmeyiverelim. Hemen elimize geçen ilk şeyi fırlatıyoruz. Ağaçlarla kaplı bir alan mı? Sakın rastlamayalım ya da rastlamasın bir inşaatçı. Bakıyorsunuz 1 yıl içerisinde 2000 konutluk bir projeyi yapıvermiş. Bir de yazmış ‘YEŞİL VADİ’ 3 tane ağaçla yeşillendirdiği yere yeşil vadi demiş. Güzel abiciğim; Zaten sen oraya dokunmasan orası yeteri kadar yeşil bir vadiydi…

Yine geçenlerde bir habere denk geldim. Marmaris’i kirleten insanlara karşı savaş açmış, Marmaris koylarını ailesiyle beraber temizleyen bir adam, İmdat Avcı… Öylesine mutlu oldum ki, hala böyle insanların varlığını bilmek, bu dünyanın ve bizden sonrakilerin gelecek yaşamı için büyük önem teşkil ediyor. Fakat haberin devamı kanımı dondurdu. İmdat Bey’in ailesiyle beraber topladığı çöpleri, biri ya da birileri gelip çalmış. Yanlış duymadınız, çöpler çalınmış. Para değeri olmayan, hatta o insan onları toplamasa hiç birimizin varlığını bile bilmediğimiz çöpleri çalmışlar. Haberi gördükten sonra kendisiyle iletişime geçip sordum. ‘NEDEN?’ Kendisi de bilmiyor sebebini. Şimdi düşünüyorum, acaba bu çöp hırsızları bulunsa, hakim onlara ne kadar ceza verir? Ya da şöyle düşünmek gerek, anayasamızda çöp hırsızlığının bir yeri var mıdır? Sanırım yoktur. Sadece bizim değil, dünyanın hiçbir anayasasında yoktur. Çünkü eminim bu sayfalar dolusu kanunları yazan, he geçen gün onları geliştiren yüksek tahsilli insanların bile aklına ‘çöp hırsızlığı’ konusunda bir şey gelmemiştir. Ve zannediyorum k, dinozorlardan bu yana yaklaşık olarak birkaç milyar yıldır var olan bu dünyada böyle bir hırsızlığın eşi benzeri görülmemiştir. Umarım o çöpler; Norveç, İsveç gibi başka ülkelerden çöp ithal edip enerjiye dönüştüren ülkelere ithal edilmek üzere çalınmıştır. Aksi taktirde eminim ki, onu çalmayı içine sindiren yürekler, o çöpleri tekrar doğaya bırakmaktan da geri kalmayacaktır.

Ülke olarak nereye gittiğimizi, hangi gemide olduğumuzu, kimin vagonuna bindiğimizi artık gerçekten tahmin edemiyorum. Sadece bildiğim tek bir şey var, 100 yıl geriye dönebilirsek 300 yıl ileri gideceğiz. Bu ülkenin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çok güzel bir sözü kulaklarımda yankılanıyor. “Bu vatan çocuklarımız ve torunlarımız için cennet yapılmaya değer.” İmdat Bey gibi insanlar oldukça da bu vatan bir gün gerçek manada cennet olacak. Umarım o gün geldiğinde bazı şeyleri kurtarmak için çok geç olmaz.

Telefon görüşmemiz de kendisine teşekkür etmiştim fakat buradan bir kez daha siz değerli okurların huzurunda İmdat Bey ve onun gibi düşünen herkese çok teşekkür ederim. Bu vatanı daha yaşanır yapan her kim varsa, kim bu toprakların refahı için bir cam parçasını yerden kaldırdıysa ellerine, kollarına sağlık. İyi ki varsınız!

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.