ALLAH’IN KANUN KOYMA HAKİMİYETİ

 Allah’ın  karara  bağladığı  ve  Resulün  tebliğ  ettiği  konularda,  insanların  ve  bilhassa Müslüman’ların fikir ve mütalaa hakları  yoktur. 33/ Ahzab  36. “ Allah  ve  Resulü  bir  işe  hüküm  verdiği  zaman,  inanmış  bir  erkek  ve  kadına  o  işi  kendi  isteklerine  göre  seçme  hakkı  yoktur.  Her  kim  Allah  ve  Resulüne  karşı  gelirse,  apaçık  bir  sapıklığa  düşmüş  olur.”     24/ Nur  51. “ Aralarında  hüküm  vermesi  için  Allah’a  ve  Resulüne  davet  edildiklerinde;  Müminlerin  sözü ancak işittik ve itaat ettik demeleridir.İşte asıl bunlar kurtuluşa erenlerdir.”

Beşeri  hükümler yani  hükümet  şekli, devlet  işleri  hakiki  hakim  olan  Allah’ın  kanunlarına  ve  O’nun namına idareciler eliyle yürütülecektir.  4/Nisa 58.” Allah  size,  emanetleri  mutlaka  ehil  olanlara  vermenizi  ve  insanlar  arasında  hükmettiğiniz  zaman  adaletle  hükmetmenizi  emreder.  Allah  size  ne  kadar  güzel  öğütler  veriyor.  Şüphesiz  Allah  her  şeyi  işitici  ve  her  şeyi  görücüdür.”   4/ Nisa  59. “ Ey  iman  edenler,  Allah’a  itaat  edin,  Peygambere  ve  sizden olan ulül emre (yönetici  ve  idareciler)  itaat  edin.  Eğer  bir  hususta  anlaşmazlığa  düşerseniz  Allah’a  ve  ahrete  gerçekten  inanıyorsanız  onu  Allah’a  ve  Resulüne  götürün ( Onların  talimatlarına  göre  halledin)  bu  hem  hayırlı,  hem de  netice  bakımından  daha  güzeldir.”

İman,  kuru  bir  söylemden  ibaret  değildir;  gönülden  bağlanmak,  inanmak  ve  kabullenmektir.  Hem  Allah’a  ve  Resulüne  inandım  deyip,  hem de  koydukları  kanunlara  razı  olmamak  tipik  bir  münafıklık  alametidir.  Hani  şöyle  derler ya Şeriatın  kestiği  parmak  acımaz  denilmiştir. Acımaz  çünkü  müminin  kalbinde  o  acıyı  unutturacak  kadar  büyük  bir  imanı  vardır.                38/ Sad  26.” Ey  Davud,  Biz  seni  yer  yüzünün  bir  yerinde halife  yaptık.  O halde  insanlar  arsında  adaletle  hükmet.  Heva  ve  hevese  uyma,  sonra  bu  seni  Allahın  yolundan  saptırır.  Doğrusu  Allah’ın  yolundan  sapanlara  hesap  gününü  unutanlara  çetin  bir  azap  vardır.”   İdareciler ve  yöneticiler  adaletli  ve  adil  olmak  zorundalar,  kendi  ve  çevresi  hesabına  iş  yapmayacak,  zulüm  uygulamayacak,  iki  yüzlü  olmayacak,  milletin  birlik  ve  beraberliğini  bozacak  hiç mi  hiç bir iş  yapmayacaktır.  Millet,  haksız,  adaletsiz,  zulüm  ve  hukuksuz  bir  yönetim  yapan  bir yöneticiyi derhal  görevden  alacaklardır, eğer  görevden  almazlarsa  bütün  günah  ve  vebal  millete  aittir  ve  hesabını  Ahrette  Allah’a  verirler  kendi  kendilerini  cehenneme  hazırlamış  olurlar  ve  sonucuna  katlan- mak  durumunda  kalırlar.  Yeryüzünün  neresinde  olursa  olsun  bir  idareci  iktidarı  elde  ederse Allah’ın yeryüzündeki  emanetçi  yöneticisidir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.