HAYALLERİN ODAĞI ÜNİVERSİTE

Üniversite kayıt dönemi geldi çattı. Aklıma kendi tecrübelerim geldikçe gülümsemekten kendimi alamıyorum. Hayata karşı toyluğu atacağımız zamanların kapısıymış.

Ne büyük heves ve hayaller kurarak başlamıştım. Beklentilerimi yüksek tutmak istemesem de böyle anlarda gem vurulmuyor. Fakülte kapısından girdikten sonra; bundan sonra ki hayatınızı şekillendirecek insanlar ve tecrübeleri yaşayacağınızı biliyorsunuz. Bende tahmin etmiştim ama böylesi iyi-kötü tecrübeleri tahmin dahi edemezdim. Beklentinizi hiçbir zaman yüksek tutmayın zira bunun hayal kırıklığı daha kötü etkiler bırakıyor hayatımızda. Amfide girdiğim o ilk dersim, oturduğum yer, çok kıymetli hocam …

Zaman ne çabuk geçmiş… Ders bitince bir afallamıştım işin açığı. Bu mu yani? Hani o sıcak ortam? Neden insanlar birbirleriyle tanışmaya korkuyor? Dedim ya toyluğu atmak için girdik o kapıdan ama ilk anda atılmıyormuş demek ki …

Çok sürmedi tabi birbirimizle kaynaşmamız. O çok güzel anıları biriktireceğim insanları tanımak, farklı kültürden gelen bireylerin bana kattıkları…

Üniversite sadece eğitim yuvası değilmiş dedirtti bana. Ailemin yanında edinemeyeceğim çeşitlilikte sorun ve mutluluklarla hayata nasıl tutunulur en çok onu öğrendim ve tabii olmazsa olmaz yurt hayatı. Herkes gibi sıkıntılar yaşasam da belli bir topluluk ile ortak alanları paylaşmayı, hiç tanımadığım insanları tolere edebilmeyi ve topluluk içinde yaşarken kuralların hayatımızı ne denli kolaylaştıran bir araç olduğunu gördüm. Ev hayatına geçmem uzun sürmedi. Ev hayatı öyle zor ama bir o kadar da güzel ve gurur verici bir dönem ki … Önce uygun bir ev aramak, kira kontratları,eşyalar,elektrik, su, doğalgaz abonelikleri …Daha ilk andan itibaren “Cidden bu kadar şeye gerek var mı?”diye sorguluyor insan.

“Bunca sorumluluğu alıp devamını getirebilecek miyim?”sorusu…

Haftalık Pazar, market alışverişleri, okul dönüşü ekmek alıp eve girmek, kapıyı senin sorumluluğun altındaki bir eve açmak … Özgüvenin en güzel haliydi …

İlk vize sınavım ve artık üniversite eğitimi gerçeğiyle yüzleşmem burada başlamıştı. Vize, final, bütünleme, yaz okulu … Bir okul olmasına rağmen eğitimin üniversiteyle sınırlı kalmadığını, aslolanın önce kendimi geliştirmek olduğunu gördüm. Bunun ilk adımı olan kitap okumayla başlanacağını tüm çevreme anlatsam da pek kimsenin atmadığı bu ilk adım, yeterli donanımla yetişmeyen bireyler olarak mezun olmalarına sebep oldu. Bu yolda tecrübe edinmiş biri olarak bu dönemde size vermek istediğim tek ve en büyük tavsiye eğitimin yalnızca okulla değil, kendi adımlarınızla başlayacağının farkına varmanız. Farklı bir şehirde üniversite eğitimi alırken hayatınızı eğlence odaklı kurmayın. Biliyorum siz sevgili genç arkadaşlarım üniversiteyi böyle sanıp hayatınızı buna göre şekillendirmek isteyeceksiniz. Tabi ki eğlenin, bende çok eğlenceli bir eğitim hayatı yaşadım ama kendimi geliştirmeyi asla bırakmadım. Gerçekçi olacak hayal ve beklentilerinizle eğitim yuvalarınıza girin. Dolaylı olarak gelecek nesillerimizi ve vatanımızı etkileyecek olan bu deneyimlerle, doğruyu bulmak hedefiniz olsun. Ayaklarınızın üzerinde durmayı öğreneceğiniz bu deneyiminiz önce size sonra da vatanımıza hayırlı olsun.

DİLEK BİLGİ

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.