İBADETLER VE HAYIRLAR KİMİN İÇİN YAPILMALIDIR? – 2

Müslüman,  bir  ibadet  yaparken,  sadece  Allah  rızası  için  yapmak  mecburiyetindedir. Herhangi  bir  ibadet  yaparken  nasıl  niyet ediyoruz,  niyet  ettim  Allah  rızası  için,  namaz  kılmaya,  niyet  ettim  Allah  rızası  için  kurban  kesmeye,  oruç  tutmaya,  hac  yapmaya,  hayır  yapmaya  gibi  niyet  ediyoruz.  Ama  sonradan  nasıl  oldu  ise,  niyetler  değiştirildi,  annem  için  hayır  yapıyorum,  babam için,  yakınlarım  için,  Peygamberimiz  için,  şunun  için,  bunun  için  deniyor. Allah,  yapılan  yardımların da,  ibadet  olduğunu  ve  sadece,  Allah  rızası  için  yapılması  gerektiğini  Kuran’da  açıklıyor.

13/Rad  22, “Onlar/Müslümanlar,  rablerinin rızasını isteyerek sabreden,  namazı  dosdoğru  kılan,  kendilerine  verdiğimiz  rızıklardan,  gizli  ve  açık  olarak,Allah  yolunda/Allah  rızası  için  harcayan  ve  kötülükleri  iyiliklerle  savan  kimselerdir.  İşte  onlar  var ya,  dünya  yurdunun  sonu/ahret  sadece  onlarındır.”  6/Enam  52, “rablerinin rızasını  isteyerek,  sabah,  akşam  Allah’a  yalvaranları  kovma.  Onların  hesabından,  sana  bir  sorumluluk,  senin  hesabından da  onlara  herhangi  bir  sorumluluk  yoktur ki,  onları  kovup ta  zalimlerden  olma.”  Bu  ve  benzeri  ayetler de,  Allah,  yapılacak  her  türlü  ibadetlerde,  Kuran  okuma,  hatim  okuma,  her  türlü  yardım,  hayır,  hasenat  sadece  Allah’ın  rızasını  kazanmak  için  yapılmalıdır  ve  zorunludur.  Eğer,  Allah  rızası,  için  yapılmıyorsa,  zaten  hiç  bir  değeri/sevabı  yok.  Bu  ayetlere  göre,  Allah’ın  rızası  dışında,  ölülerinin  ruhlarını  anarak, Kuran,  hatim,  yardım,  sadaka,  yemek,  Perşembe,  yedinci,  kırkıncı,  elli  ikinci  gün  gibi  Kuran’a  aykırı  yapılanları  Müslümanlar  tekrar  gözden  geçirmeleri  gerekiyor.  Eğer  bunlar  yapılıyorsa,  bir)  önce  sadece  Allah  rızası  için  yapılmalı,  iki)  bu  yapılanlardan  sevap  umuluyorsa  bu  sevap  sadece  bunu  yapan  kim  ise  ona  verilecek,  başkasına  verilmeyecek.  Üç)  Perşembe,,  yedinci,  kırkıncı,  elli  ikinci  gün  bunlar  zaten  yok,  uydurma,  eğer  Kuran  okunacaksa ki  okunmalıdır,  yardım,  hayır,  hasenat,  sadaka  yapılacaksa  ki,  yapılmalıdır.  Ancak  bunlar  birer  ibadet  oldukları  için  sadece  yapan  kimse  onun  içindir,  başkasına  olmaz,  çünkü  ibadet  sadece  kendi  adına  yapılır,  başkası  adına  ibadet  asla  yapılamaz.  Onun  için  İslam’ın  bir  kuralı  vardır,  hiçbir  kimse  başkasının  günahını  ve  sevabını  alıp  yüklenemez  ve  kendinden  başkasına  ne  sevap,  nede  Kuran,  hayır,  hasenat,  sadaka,  hatim,  mevlit  gibi  şeyleri  yapamaz.  Hemen  bağırıp  çağıranlar  olacak,  öyle  ise  ayetler  bunlar,  bağıracaklar  ayet  getirsinler  getiremezler,  bunu  Allah  açıklıyor  biz  değil.  Eğer, bu ayetler bunun dışında manaya/anlama  geliyorsa, açıklasınlar  görelim.

Diğer  bir  konu da,  yapılan  yardımın,  hayrın,  sadakanın,  okunan  Kuran’ın  ve  diğer  hayırların  faydasının  sadece  yapa  kişiye  ait  olduğunu  Allah  Kuran’da  açıklıyor.  Bak  gene,  neler  söylüyor  diyenlere,  cevabını  ben  değil  Ayette  Allah  veriyor.  Bağırıp  çağıracağına,  Kuran’ı  oku  ve  anlamaya  çalış,  korkma  Kuran,  sana da  öğretecektir.  Şimdi  ayetlere  bakalım,  Allah’ın  delili neymiş.     2/Bakara  272, “Ya  Muhammed,  onları/insanları  doğru  yola  iletmek  sana  ait  değildir.  Lakin  Allah  dileyip/isteyeni  doğru  yola  iletir.  Hayır olarak harcadıklarınız sadece kendi iyiliğiniz içindir. Yapacağınız  hayırları,  ancak,  Allah’ın rızasını kazanmak için yapmalısınız.  Hayır  olarak  verdiğiniz  ne  varsa,  karşılığı sadece size  tam  olarak  verilir  ve  asla  haksızlığa  uğratılmazsınız.”  6/Enam  162, “De ki:  Şüphesiz  benim  nazmım,  kurbanım,  hayatım  ve  ölümüm  hepsi  Alemlerin  Rabbi  Allah  içindir.”  2/Bakara  110, “Namazı  kılın,  zekatı  verin,  önceden  kendiniz  için  yaptığınız  her  iyiliği,  Allah’ın  katında  bulacaksınız.  Şüphesiz  Allah,  yapmakta  olduklarınızı  noksansız  görür.”  Şimdi,  bağırıp  çağıracaklar  ya  Allah’a  ve  ayetlerine  sarılacaklar,  ya  yoksa,  Allah  dışında  uydurulan,  hurafe,  günah  ve  şirk  olan  söylentilere  sarılacaklardır.  Dileyen,  dilediği  gibi  inanır ve davranır,  Allah  bu  konuda  insanları  serbest  bırakmıştır,  çünkü  ayet  şöyle  diyor.  2/Bakara  256, “Dinde  zorlama  yoktur,  artık  doğrulukla  eğrilik  birbirinden  ayrılmıştır.  O  halde  kim  tağutu  reddedip  Allah’a  inanırsa,  kopmayan  sağlam  kulpa  yapışmıştır,  Allah,  işitir  ve  bilir.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.