İBADETLER VE HAYIRLAR KİMİN İÇİN YAPILMALIDIR? – 4

Genelde  yapılan  bir  yanlışlık  daha  var,  mesela  bir  kişi  hatim  yapmak  istiyor,  yada  bir  ölü  öldüğü  zaman,  hemen  hatim  veya  yüzlerce  bazı   kelimeler  söylenilerek  hatme  yaptık  deniliyor.  Hatim  yani  Kuran  okumak  başlı  başına  bir  şahsi/ferdi  bir  ibadettir.  Kimse,  kimsenin  adına  ibadet  yapamayacağı  gibi,  hiç  başkası,  başkası  adına  Kuran  okuyamaz,  çünkü  şahsi/ferdi  bir  ibadettir.  Delil  73/Müzzemmil  4, “Kuran’ı  tane,  tane,  sindirerek/anlayarak  oku.”   27/Neml  92, “Bana  Müslümanlardan  olmam  ve  Kuran  okumam  emredildi…”  29/Ankebut  45, “Sana  vahiy  edilen  kitabı Kuran’ı  oku  ve  namazı  kıl…”  şimdi  nereden  çıktı  ise,  bir  hatim’i,  bir  sureyi  Yasin  veya  başka  sureler  gibi,  üç,  beş,  on,  yirmi  kişiye  dağıtıyorlar,  okuyup  sevabını  ölmüş  kişiye  ve  Peygamberimizden  başlayarak,  aklına  gelenlere  o  sevaptan  dağıtıyorlar.  Hepsinin  okuduğundan  hatim  olmaz,  çünkü  ibadetler  bölünemez,  herkesin  okuduğu  kendisinedir.  Eğer,  Kuran’ı  ölülerimiz  için  okursak,  o  zaman  ibadeti  ölüler  için  yapmış  oluruz.  İbadeti,  başkası  için  yapmaksa,  olacak  şey  değil,  insanı  şirke  götürür.  Dikkat  edersek,  birileri  bizi  şirkin  içine  sürüklemiş  ama,  biz  farkına  varamıyoruz. Bir sorgulayabilsek,  bir,  bu  doğrumu,  yanlış mı  diye  düşünebilsek,  ve  Kuran’a  yönelip  o  konularla  ilgili  ayetleri  bir  okusak,  hem  imanımızı,  hem  ahretimizi  ve  kendimizi  kurtarmış  olacağız.  Zaten,  ben  öldükten  sonra,  nasıl  olsa,  çocuklarım  veya  insanlar  arkamdan  Kuran  okur  diye  inanıldığı  için,  şahsi/ferdi  ibadetini  yapmıyor  ve  birilerine  ısmarlama  yapıyor.  Onun  için,  Kuran  anlayarak  okunmadığından  bilinmiyor  ve  başkalarına  güvenildiğinden  Kuran’ı  anlayarak  kendi  dilinden  ihmal  edilmiştir. Çok  yerde  olduğu  gibi,  burada da  Müslümanlar  kandırılıp  şirke  sürüklenmişlerdir.  Kim  bunlar,  bizi  kim  Kuran’da,  ibadetten  ayırmış  bilmek  ve  bulmak  zorundayız.  Yani  hurafeleri  atıp  yerine,  Allah’ın  Kuran’ını  koymak  zorundayız yoksa  kaybeden  bizler  oluruz.   Eğer  bir  kimsenin  yaptığı  ibadetin  sevabı  başkasına  verilseydi  Allah  şu  ayeti  göndermezdi.  63/Münafıkun  10, “Herhangi  birinize  ölüm  gelip  çatmadan,  Rabbim  beni  yakın  bir  süreye  kadar  geciktirsen de,  sadaka  verip  iyilerden  olsam,  demesinden  önce,  size  verdiğimiz  rızıklardan  harcayın.”  Ayet  ölmeden  önce  şahsın  ibadet,  sadaka,  hayır  hasenat,  infakın  yapılmasını emretmektedir. Eğer,  çocukları,  yakınları  veya diğer Müslümanlar,   ölümünden sonra Kuranın,  infakın,  sadakanın  sevabını  gönderebilseydi,  Allah  bu  ayeti  niçin  gönderecekti.  Ayet  ve  ayetler ortada  anlaşılmayı  bekliyor. Demek ki,  herkes  ölmeden  önce  Kuran’ı,  hayrı  ve  ameliyle ahrete gitmelidir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.