KADIN ERKEK İLİŞKİSİ VE YASAKLAR-2

Hadis  kitaplarında,  Hz.  Peygamberin  hayızlı   eşleriyle  cinsi  münasebet  dışında,  normal münasebetlerini  nasıl  sürdürdüğünü  açıklayan  bir  çok  hadis  nakledilmiştir.  Bunlar,  Yahudilerin  ve  cahiliye  Araplarının  hayızlı  kadınlardan   uzaklaşmak  hususunda  Yahudi  inancının  tesirinde  kalan  ve  çekingen  davranış  gösteren,  Hz.  Ayşe’nin  bir  hadisini,  örnek  olarak  zikredebiliriz.  Resul  (a.s.)  “Mescitten  seccadeyi  bana  alıver,  dedi,  Ben de  hayızlı  olduğumu  söyleyince,  onu  bana  alıver,  hayız  senin  elinde  olan  bir  şey  değil,  buyurdu.” (Hadis  için  bknz. Müslim  sahih, 1/ 245)

Yahudilerin  hayızlı  kadına  karşı  takındıkları  bu  aşırı  derecedeki  tavrın  aksine  Hıristiyanlar,  bunu  hiç  önemsemiyorlar,  yahut  onlar da  aşırı  derecede   kolaylığa  meylediyorlardı.  Müslümanlar  Medine’ye  hicretten  sonra  Yahudileri de  yakından  tanıyınca,  kitap  ehlinden  bu  iki  din  mensuplarının  hayızlı  kadınlara  karşı  takındıkları  bu  farklı  davranışı  anlamakta  güçlük  çekmemişlerdi.  Diğer  meselelerde  olduğu  gibi  bunun da  sebebini  araştırıyorlar  ve  zaman,  zaman  Hz.  Peygambere  gelerek  durumu  O’na  soruyorlardı.  Zira  kendilerinin de  hayızlı  kadınlar  karşısında,  Allah’ın  emrine  uygun  bir  davranışları  olması  gerekirdi. Enes İbn  Malik  der ki:  Yahudiler,  içlerinde  bir  kadın  hayız  olduğu  zaman,  o  kadınla  beraber  yemek  yemezler,  evlerde  o  kadınla  bir  araya  gelmezlerdi.  Sahabeler de  hayız  meselesini  Peygambere  sordular.  Bunun  üzerine  ‘Allah, sana  kadınların  ay  halini  soruyorlar’  ayetini  indirdi.  Bunun  üzerine  Hz.  Peygamber,  ashabına,  cinsi  münasebet  dışında  hayızlı  kadınlarla  her şeyi  yapabilirsiniz,  buyurdu.”  ( Müslim,  Sahih, 1/  246,  Ebu  Davut,  Sünen, 1/ 59,  499.  Nesai,  Sünen,1/  187.  Tirmizi,  Sünen,  V.  214.  Ahmet  İbn  Hanbel,  Müsnet  III.  132,  246.) Cahiliye  döneminde  Araplar  ve  kitap  ehli  olan  Yahudiler,  kadınların  hayız   gördükleri  günlerde  onlardan  uzak  dururlar,  aynı  sofraya  bile  birlikte  oturmazlardı.    “  Eğer  bir  kadının  akıntısı  olur  ve  bedeninde  akıntısı  kan  olursa,  yedi  gün  murdarlığında  kalacak  ve  ona  her  dokunan  akşama  kadar  murdar  olacaktır.  Murdarlığında  üzerinde  yattığı  her  şey  murdar  olacak,  üzerinde  oturduğu  her  şey de  murdar  olacaktır.  O kadının  yatağına  dokunan  her  adam  esvabını  (  elbisesini )  yıkayacak  ve  suda  yıkanacak  ve  akşama  kadar  murdar  olacaktır.  Adetli  kadın  neye  dokunursa  hepsi  murdar  olur  (  pis  olur ).  ( Tevrat’ın  Levililer  15/  19.  Bölümü. )   Kuran’ı  kerim  meal  ve  tefsiri.  Prof.  Dr. Talat  Koçyiğit,  Prof.  Dr. İsmail  Cerrah oğlu. 1  cilt. D.İ.B.Y.

Adet  hali  hakkında  geleneksel  Yahudi  tavrını  sahabeden  bize  gelen  sahih  rivayetlerden  öğreniyoruz.  Buna  göre  adetli  kadının  yemeğini  yemiyorlar,  adetli  kadının  elinden  bir  şey  içmiyorlar,  onlarla  aynı  evde  oturmuyorlardı.  Bu  durum  Resullullah’a  sorulunca,  şu  cevabı  verdi:  “  Birleşme  dışında  her  şeyi  yapın.” ( Müslim,  Hayd,  3/  16.  Ebu  Davut,  Tahare  102 (258), Nikah 46.  Tirmizi,  Tefsir  2/ 24.  Nesei,  Tahare,  180,  Hayd, 8.) Yahudilere  Peygamberin  bu  sözü  aktarılınca  şu  ilginç  sözü  söylediler.  “ Bizim  hükme  bağladığımız  hiçbir  mesele  yok ki  bu  adam  (Peygamberimiz)  ona  muhalefet  etmemiş  olsun.” Yahudilerin  bu  sözü  üzerine,  konu  hakkında  tereddütlü  davranan  Üseyd b. Hudayr  ve  Abbad b. Bişr  isimli  sahabeler,  onların  görüşlerini  Peygambere  yeniden  nakledince,  Peygamber,  rengi  atacak  şekilde  kızdılar.  Bu  iki  zat  Peygamber’i  süt  ikram  ederek  sakinleştiriyorlardı.  ( Aynı  eser,  Müslim,  Ebu  Davut,  Tirmizi.)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.