KADIN ERKEK İLİŞKİSİ VE YASAKLAR-4

Adetli  kadının,  insan  neslini  devam  ettirmek  için  verdiği  kan,  onu  ancak  şehitle  kıyaslanır  bir  mertebeye  çıkartır.  Şehit  doğurmak  için,  her  ay  şehit  olan  bir  kadının  hakkı,  bu  özelliğinden  dolayı  cezalandırılmak  değil  ödüllendirilmek  olmalıydı.  Hayız  konusundaki  Nebevi  yaklaşımın  böyle  algılanmayıp da,  dua,  zikir,  ilim  gibi  ibadetlerden  uzaklaştırılarak,  mescit’e sokulmayarak,  cemaatten  ayrı  tutularak,  Kuran  okuması  yasaklanarak  cezalandırılmayı  hak  eden  bir  suç,  bir  günah,  bir  ayıp  gibi  algılanması  geleneksel  bir  anlayışın  sonucudur.  ( Yahudileşme  Temayülü. M. İslam oğlu.)

Hz.  Peygamber’in  hayız’la   ilgili  ayetin  gelişinden  sonraki  tavrı  çok  duygulandırıcı  bir  rahmet  tablosu  sergilemektedir.  Allah  Elçisi,  o  güne  kadar  kadına  yapılan  zulümleri  lanetlercesine,  adet  gören  eşleriyle  cinsel  ilişki  dışında  her  türlü  sıcak  ilgiyi  sürdürmüş,  hatta  onlara  bu  dönemlerinde  normalden  daha  fazla  yakınlık  göstermiştir.  Hanımlarıyla  birlikte,  yiyip  içmiş,  oturup  kalkmış,  öpüşüp  kucaklaşmıştır,  aynı  yatakta  yatmış  ve  şu  emri  vermiştir.  “ Bu  durumdaki  eşlerinize  karşı  cinsel  ilişkiden  kaçınma  dışında  hiçbir  negatif  tavır  sergilemeyin  buyurmuştur.”  (Müslim,  Hayız,  3- 16.  Ebu  Davut,  Tahare, 102,  Nikah  46.  Nesei,  Tahare 180,  Hayz 8.)

Hayız  halindeki  kadına  yasak  olduğu  söylenen  davranışların  kaynağı  ne dir?  Fıkıh  kitapları  hayız  halindeki  kadınlara,  namaz  kılmanın,   oruç  tutmanın,  Kuran  okumanın,  camiye  girmenin,  hac  etmenin  yasak  olduğunu  bazı  rivayetlere  dayanarak  yazarlar.  Ancak  bunlar,  Kuran’da  yer  almamaktadır.   Bu  demektir ki,  bunlar,  kadınlara  o  rahatsızlık  dönemlerinde  bir  kolaylık  getirmek  içindir.  Ancak  bunların  dinsel  bir   bağlayıcılığı  yoktur,  dileyen  ibadetini  yapar,  dileyen de ruhsatı  kullanır,  yani  burada   bir  yasak  yoktur.   (Yaşar  Nuri  ÖZTÜRK,  Kuran’daki  İslam  429.)  “Kuran’da,  hasta  olanınız,  tutamadığı  günler  sayısınca  orucunu  başka  günlerde  tutar. 2/  Bakara  185,  denmektedir.  Hasta  olmak  erkeğe de  kadına da  şamildir.  Adet   gören  kadın  oruç  tutamayacak  kadar  rahatsız  oluyorsa  zaten  oruç  tutmaz,  bu  o  günkü  kadının  durumuna  ve  takdirine  kalmıştır.  Ama  namazlarda  durum  böyle  değildir.  O  günlerde  kılamadığı  namazları  başka  günler de kılmaz  ve  kaza  yapmaz,  çünkü  namazların  kazası  olmaz.  Kadın  hayız lı   halde  iken  abdest  alıp  ve  namazlarını  kılabilir.  Bu  kadının  dininde  bir  eksiklik  ibadetlerinde  bir  noksanlık  ifade  etmez. ( Hüseyin  Atay, rapor  13- 16.)   “Adetli  bir  insan,  oruç tutar ve namaz kılar.”( Süneni Ebu Davut Tahare 113/297. Tirmizi  C I 221.)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.