NAMAZ-2

“Namazı bitirince de ayakta, otururken ve yanınız üzerinde yatarken Allah’ı anın. Huzura kavuşunca da namazı dosdoğru kılın. Çünkü namaz müminler üzerine vakitleri belli bir farzdır.” Nisa 103.

“Bu alışverişi yapanlar, tövbe edenler, ibadet edenler, hamd edenler, oruç tutanlar, rükû edenler, secde edenler, iyiliği emredip kötülükten alıkoyanlar ve Allah’ın sınırlarını koruyanlardır. O müminleri müjdele.” Tevbe:  112.

Şunu hemen açıklayalım:

Namaz en büyük zikirdir. Allah’ı anmanın şekillerinin en mükemmelidir. Namazla mükellef olan kimsenin namazı terk etmesinin hiç mi hiç mazereti yoktur. Elbette ki sağlığı yerinde olanların ayakta, sağlığı yerinde olmayanların oturarak, o güçte olmayanın gözle ima ile onu yapamayanın kalbiyle ima ile namaz kılmaları emrediliyor. Darlık zamanlarında ruhsat ve kolaylık vardır. Binit üzerinde, araba, uçak, gemi, hayvan, yürüyerek fark etmiyor; namaz kılınmasını, namazları birleştirerek yani cem ederek, yani öğle namazı ile ikindiyi, akşam namazı ile yatsı namazını birleştirip kılınır. Önce akşamı namazı sonra, yatsı, cemde sırayla kılınır.

Bu sonuçlara baktığımız zaman namazlar kazaya bırakılmıyor. Namazın kazası yok. Ama çeşitli kitaplarda, Kur’an’ın zıddına, namazlar kaza yapılır deniyor. Tabii kazaya müsaade edildi mi o işin arkası gelmez. Yani niçin uykusunu bölsün insan, uyur, dedikleri gibi güneş doğunca kuşluk vakti kılar. Hz. Peygamber’imiz kadınların özel hallerinden dolayı ruhsatı kullanarak namaz kılamayanları Allah’ın affedeceğini, kaza etmeyecek-lerini söylemiştir. Oruçlarını sonradan kaza edeceklerini buyurur. Eğer namazın kazası olsa idi kadınların özel hallerinde kılamadıkları namazı normal zamanda kılmalarını emrederdi.

Sadece her türlü tedbirlerini alıp ama uyanamayan veya unutan için hatırlayınca veya uyanınca kılınabileceğini buyurmuştur. Kazaya kalan namazın kazasının olmadığını hem Kur’an, hem de kadınların özel hallerindeki namazlar için, Allah affetmiştir buyurarak Peygamberimiz sünnet olarak ta kaza olmadığını söylemiş oluyor.

Hz. Peygamber’imiz Uhut Savaşında vaktinde kılamadığı namazları yatsı veya akşamdan sonra kılmıştır. Yani birkaç gün sonraya bırakmamıştır.

Abdest veya gusül abdestini su ile yapamayanlar, (aşırı soğuk, gusül ve abdest alacak kadar suyu olmamak, su ile abdest alacak veya gusül yapacak gücü olmamak hasta olmak, gusül için misafir olmak veya yolcu olmak gibi mazereti olanlar) teyemmüm yaparlar.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.