SORU- CEVAP -10-

KARAR
Cuma namazı Farzı ayındır (yani herkes
kılar, herkese farzdır) ancak cemaatle
kılınır. (yalnız Cuma kılınmaz.) Cuma
namazının farziyetiyle ilgili ayetin (Cuma
62/9) kadın ve erkekleri içeren umumi
hükmü sünnetle tahsis edildiği (ayrıldığı
belirlendiği) için, Cuma namazı ile ilgili
sadece hûr, mukim ve (Cuma namazına
katılmaya engel olacak derecede hasta ve
yaşlı olmayan) sağlıklı erkek Müslümanlar
mükelleftir. Nitekim ayetin umumi
hükmünden hûr, mukim ve sağlıklı olmayanlara
da Cuma namazının farz olduğu
anlaşılmakta ise de, ayetin hükmü bu
yönden de tahsis (belirlenmiş) edilmiştir.
Nitekim bir hadisi şerifte, “Hürriyetine
sahip olmayan köle, kadın, çocuk ve hasta
müstesna olmak üzere, cemaatle Cuma
namazı kılmak, her Müslüman üzerinde
vacip bir haktır.” Ebu Davut, Salat, 168,
Hadis nu: 1067 Beyhaki, III, 172 buyurulmuştur.
Bu itibarla kadınlar Cuma namazı
ile yükümlü değildir. Cuma namazının
kadınlara farz olmadığı konusunda icma
vardır. Asrı Seadetten beri hiçbir İslam
müçtehidi ve âlimi bunun aksini söylememiş,
bütün İslam ülkelerinde, her dönemde
uygulamada böylece devam ede
gelmiştir.
Vakıa (olay) Cuma ve bayram namazları
ile yükümlü olmadıkları halde kadınlar
isterlerse bu namazlara katılabilirler.
Bu takdirde, kendisine Cuma namazı
Farz olmayan (mesela dinen misafir sayılan)
bir kişinin, Cuma namazını kıldığında
o günkü öğle namazını kılmasına gerek
olmadığı gibi, ayrıca Cuma namazına
katılan kadınlarında ayrıca öğle namazını
kılmaları gerekmez. Nitekim günümüzde
beş vakit namazda ve özelikle teravihte
olduğu gibi, gerek asrı seadette, gerek
sonraki dönemlerde kadınlardan çok sayıda
Cuma ve bayram namazlarına katılanlar
olmuştur. Ancak ne Hz. Peygamber
döneminde, ne de müteakip asırlarda
beş vakit namazla mükellef kadınların tamamının
Cuma ve bayram namazlarına
katıldığı sabit değildir. Günümüzde de
isteyen hanımların, cami adabına uyarak
camilerin kendilerine ayrılan bölümlerinde
Cuma be bayram namazı kılmalarında
hiçbir sakınca yoktur.” Diyanet İşleri
Başkanlığı, Din İşleri Yüksek Kurulunun
22/01/1998 tarih ve 4 Nu lu KARARI
DİN İşleri Yüksek Kurulunun bu kararı
bazı izahlara muhtaçtır. Bunları açıklamaya
çalışalım. Hiç kimse kırılmasın darılmasın,
art niyet, kötü bir düşünce ile değil
yanlış anlaşıldığı ve yanlış beyan edildiği
için açıklıyorum. Hiç birini tanımam bilmeme.
22/10/1998 tarihi 4 nulu karara itirazım.
1- (Cuma 62/9) kadın ve erkekleri içeren
umumi hükmü sünnetle tahsis edildiği.
Bu Cuma namazı Kur’an’la Cuma
Suresi 62/9uncu ayetle sabittir. Ey iman
edenler diye kadın erkek ayrımı yok.
Kur’an’da sabit iken var iken nasıl olurda
hadisle tahsis edilir. Allah’ın emrini
Hz. Peygamber kaldırır mı Haşa böyle bir
yanlışlık düzeltilmelidir. Delil Kur’an’dır
hitapta geneldir. Kadın erkek fark etmez.
2) Hadiste köle, çocuk, hasta bunlar
kılamaz deniyor, doğru köle hür değil,
İslam hür olana farz. Çocuk deniliyor çocuklara
İslam’ın hiçbir emri farz değildir.
Çocuk mükellef değildir. Hasta zaten 48/
Fetih, 17=24/Nur Suresi 61 de açıklandığı
gibi hastaya sorumluluk yoktur. Yapamayacakları
görev yüklenmez. Bunlar Allah’ın
emridir.
3) Burada kadın nereden ve niçin katılmıştır.
Örften, gelenekten. Hz. Peygamber
Allah’ın koyduğu emri değiştirmez,
böyle bir görevi hem yoktur, hem de
yetkili değildir. Din konusunda tek yetkili
otorite Allah’tır. Helâl, Haram, namaz
ve diğer tüm konularda yetki Allah’ındır.
Bunu söylerken Hz. Peygamber küçültülmüyor.
Peygamberlik vasfına yetkisine
konuyor.

#kemalyavuz

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.