TEVHİD VE HZ. PEYGAMBER

Şeytanın telkinlerine uyup da Allah’ın yanında başka veli, evliya, şeyh edinmek veya dine ilave yapmak, şefaatçiler edinmek Allah’a göre şirktir. Buna şirk diyemeyenler, Allah’ın isminin yanına, Peygamberin ismini koymayı şirk görüyorlar, sapıklık budur. Ayetlere göre tevhid budur ve kelimeyi şahadet ve kelimeyi tevhid işte budur. Ayette Allah’ın tekliği açıklanırken, peygamberin de beşeriliği ortaya konulmaktadır.
Bu ve buna benzer işler kasıtlı yapılıyorsa, o zaman işin arkasında kara bir el ve zihniyet vardır, araştırmalar zaten bunun ve diğer şirk görüşlerin arkasında İslam düşmanlarının olduğu gerçeği böylece ortaya çıkıyor. Ne demek? Hz. Peygamberi Tevhid’e koymamak ve dine ilaveler koymak? 6/ Enam 82. “ İnanıp ta imanlarına herhangi bir zulüm (zulüm de bir şirktir) haksızlık bulaştırmayanlar var ya, işte güven onlarındır ve onlar doğru yolu bulanlardır.” Dine ilave yapmak, birilerini Allah’ın yanında veli, evliya, şeyh kabul edip araya koyarak Allah’tan bir şeyler istemek tevhid inancına şirk bulaştırmak demektir. Bir yatırı veya kendine göre önemli gördüğü bir kişiyi araya koyarak onları vesile edinmek, onların yüzü suyu hürmetine, Allah’tan istekte bulunmak şirktir. 2/ Bakara 186. “ Kullarım sana, beni sorduklarında söyle onlara, Ben çok yakınım, Bana dua ettiği vakit dua edenin dileğine karşılık veririm. O halde kullarımda benim davetime uysunlar ve bana inansınlar ki, doğru yolu bulalar.” İşte aracılara gerek olmadığının belgesi bu ayet ve diğer ayetlerdir. Aklın yolu Allah’ın yoludur, Akıl tek Allah’a kulluğu öne çıkartmaktadır.
PEYGAMBERLERİN İSMET GÜNAHSIZ OLMASI DOĞRU MU?
İsmet, günahsız anlamındadır, bizlerin düşüncesiyle bakıldığında peygamberlerin ismet sıfatı hata yapmaz, günah işlemez olarak biliniyor. Ancak Allah tarafından bakılınca durum hiç de öyle değildir. Çünkü peygamberler de yaratılan varlıklardır, yaratılan varlıklar içinde insan ise peygamber de olsa hata yaparlar. Burada şu gerçeği iyi anlamak gerekir, peygamberler, peygamberlik boyutuyla hata yapamazlar, çünkü Allahtan vahiy aldıkları için o görevi eksiksiz yerine getirmek zorundadırlar, 5/ Maide 67. “Ey Resul, Rabbinden sana indirileni tebliğ et, Eğer bunu yapmazsan Allah’ın elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan koruyacaktır, doğrusu Allah, kafirler topluluğuna rehberlik etmez.” Peygamberler peygamberlik görevlerinden dolayı Allah’ın korumasındadır Ama yaratılan bir varlık olarak insani boyutlarıyla hata yapmak zorundadırlar. 40/ Mümin 55. “ Şu halde Resulüm şimdi sen sabret, çünkü Allah’ın vadi gerçektir. Günahının bağışlanmasını iste, akşam sabah Rabbini hamd ile tesbih et.” ( Tesbih , Allah’ın emrine teslim olmak)
47/ Muhammed 19. “ Bil ki, Allah’tan başka ilah yoktur. Resulüm hem kendinin hem de mümin erkeklerin ve mümin kadınların günahlarının bağışlanmasını dile. Allah, gezip dolaştığınız yeri de duracağınız yeri de bilir.” Ayette geçen zenb kelimesi kasıtsız hata, noksanlık, dikkatsizlik ve kusurları da kapsar, zenb insanın hem Allah’a hem insanlara karşı işlediği suçları da kapsar. Onun için Peygamberimizden şöyle bir hadis rivayet edilir, “Ara ara içimde anlık bir gaflet hissettiğim için günde yüz kere Allah’tan mağfiret dilerim.” ( Buhari ve Müslim ) Hadiste yüz kere ifadesi çokluk anlamındadır, bizde de kullanılır, bir şeyi yapmayana şöyle deriz. Sana Elli defa dedim, yüz defa dedim diye söyleriz, bunu derken elli ve yüz defa sayı olarak değil, birden çok defa dedim, burada da yüz defa sayı olarak af diledim değil, birden çok, birkaç defa anlamındadır.

#kemalyavuz

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.