Böbrek sağlığı için susamadan su içilmeli!

Genetik faktörler, sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam ve gün içinde alınan sıvı miktarının gerekenden az olmasının böbreklerde taş oluşumuna zemin hazırladığını belirten Kayseri Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Op. Dr. Doğan Durmazer, böbrek sağlığı için susamadan su içilmesi önerisinde bulundu.
Çevresel etkenler ve yanlış beslenme taş oluşumunda etkili
İdrar içindeki bazı kimyasal maddelerin küçük kristallerin oluşmasına neden olduğunu ifade eden Op. Dr. Durmazer, “Bu kristaller şekillendikten sonra birleşerek böbrek taşlarını oluşturmaktadır. Böbrek taşlarının büyük bir bölümünün ortaya çıkmasında genetik faktör etkilidir. Genetik nedenlere bağlı olarak böbreğin geçirgenliğindeki bozukluk, taş oluşumunu kolaylaştırmaktadır.Hareketsiz yaşam, çevresel etkenler vebeslenme alışkanlıklarınında taş oluşumunda etkili olduğu belirlenmiştir.” dedi.
Su böbrekte taş oluşumunu engelliyor
Kış aylarında su içme oranının azaldığını, bu durumun genetik faktörlerle birleştiğinde böbrek taşı oluşumunu hızlandırdığını belirten Op. Dr. Durmazer, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Böbrek taşlarının oluşumunda genetik yapının rolü büyüktür. Ayrıca erkeklerde böbrek taşı kadınlara göredaha fazla görülmektedir. İçinde bulunduğumuz kış aylarında soğuk nedeniyle su içme isteği ve sıvı tüketimi azalmakta, bu durum da genetik faktörle birleştiğinde taş oluşumuna zemin hazırlamaktadır.Ağrıyla kendini belli eden böbrekteki taşın boyutları önemlidir. Taş belli bir büyüklüğün üzerinde ve böbrek kanalında idrarın akışını engelliyorsa, böbrek içerisinde hidronefroz (böbrekte şişme) oluşacak, bu da ağrıya ve uzun sürmesi durumunda ise böbrekte fonksiyon bozukluğuna neden olacaktır.”
Taşın boyutu 2 santimetrenin üzerindeyse cerrahi yönteme başvurulur
Böbrekteki taş boyutunun 2 santimetrenin üzerinde olması ya da üreter kanalı tıkaması durumunda ameliyata ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Op. Dr. Durmazer, böbrek taşları tedavisine dair şu bilgileri verdi:
“Böbrek taşlarını tespit etmek için ultrasonografi, direkt grafi ve gerekli görüldüğü takdirde kontrastsız tomografi gibi görüntüleme yöntemleri kullanılmaktadır. Taş üreter sistemde ve boyutu küçükse, ileri derecede ağrı yoksa, cerrahi müdahaleden önce ağrı kesici ve üreteri genişleten ilaçlarla bu taşların düşmesi beklenmelidir. Böbrek taşlarının büyük bir çoğunluğu kalsiyum oksalat içeriğine sahiptir.Taşın bulunduğu konuma göre cerrahi müdahalenin yöntemi değişmektedir. Böbreğin içerisindeki 2-2,5 santimetrenin üzerindeki taşlar, PNL denilen yöntemle vücut dışına çıkartılmaktadır. Sırttan 1 cm’lik açılacak delikten böbrekteki taş kamera yardımıyla bulunur. Daha sonra açılan delikten parçalanarak vücudun dışına çıkartılır. Hastalar ameliyat sonrasında 3 gün boyunca hastanede kalmak zorundadır.”
Kapalı yöntemle yapılan ameliyatlar son derece konforlu
Taş üreter sistemin iç kısmındaysa URS denilen yöntemle yani kapalı cerrahi ile idrar yolundan girilerek taşa ulaşılmaktadır. Mesaneden ve oradan da üreter sisteme bir kılavuz tel yardımıyla ulaşılan taş lazerle kırılmaktadır. Bazen böbreğin içerisindeki taşlara PNL yerine, fleksible URS yöntemiyle de müdahale edilmektedir. Bu yöntemle idrar yolundan girilerek böbreğin içerisine kadar ulaşılmakta ve böbrek taşları kırılarak çıkartılabilmektedir. Kapalı yöntemle yapılan ameliyatlarda hastanede kalma ve iyileşme süresi daha da kısadır.” -İHA

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.