Doç. Dr. Hüseyinoğlu: “Gündüz bastıran uykuya dikkat!

Acıbadem Kayseri Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Nergiz Hüseyinoğlu, gündüz bastıran ani uykuların nedeninin ‘narkolepsi’ hastalığı olabileceğini söyledi.
Kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte günlük uyku ihtiyacının 6-8 saat arasında değiştiğini belirten Doç. Dr. Hüseyinoğlu, gündüz bastıran ani ve aşırı uykunun, narkolepsi hastalığının önemli bir belirtisi olduğunu ifade etti.
Hastalığın görülme sıklığının 2 binde bir olduğuna değinen Doç. Dr. Hüseyinoğlu, narkolepsinin daha ziyade 35-40 yaşları arasında görüldüğünü kaydetti. Aynı şekilde ‘uyku apnesi’ ve ‘huzursuz bacak sendromu’ hastalıklarının da gün içinde uyku ihtiyacına yol açtığına dikkat çeken Doç. Dr. Hüseyinoğlu, “Ancak narkolepsinin çok ayırıcı bir özelliği var: Bu iki hastalıktan muzdarip kişiler, gece iyi uyuyamadıkları için sabah da yorgun kalkıyor. Bu da gün içerisinde uyku ihtiyacı doğuruyor. Oysa narkolepside kişi sabah yataktan uykusunu almış kalktığı halde gündüz uyuma isteği hissediyor” dedi.
Epilepsi ile karıştırılabiliyor
Narkolepsinin epilepsi ile karıştırılmaması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Hüseyinoğlu, “Narkolepsinin ilk belirtisi aşırı uykululuk olsa da tanı koymayı kolaylaştıran başka işaretleri de var. Bunlardan biri de ani kas gevşemesi olarak tanımlanan katapleksi. Kişinin güldüğü, ani mutluluk, heyecan ya da şaşkınlık yaşadığı durumlarda ortaya çıkan katapleksi tüm kasların gevşemesine ve hastanın yere yıkılmasına yol açıyor. Bu durumun epilepsiden çok farklı olduğuna değinen Doç. Dr. Nergiz Hüseyinoğlu, “Kişinin bilinci açık oluyor ve solunum ya da göz kasları bundan etkilenmiyor. Katapleksi atakları birkaç dakika sürebiliyor. Narkolepsi hastalarının yüzde 20-50’sinde katapleksi görülüyor. Her hastada katapleksi ortaya çıkmadığı için kimi zaman hastalığın tanısı gecikiyor” diye konuştu.
Karabasan da hastalık belirtisi
Halk arasında ‘karabasan’ olarak tanımlanan ve uykuya dalarken veya uyanmadan hemen önce görsel halüsinasyon olarak kendini gösteren durumun da narkolepsinin belirtilerinden biri olduğunu söyleyen Doç. Dr. Nergiz Hüseyinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Uyku düzeninin non-REM (göz hareketinin olmadığı uyku evresi) ve REM (göz hareketinin olduğu, rüya görülen uyku evresi) şeklinde birbirini takip eden süreçlerden oluştuğunu hatırlatarak, narkolepsi hastalarının uykuya doğrudan REM ile başladığını söylüyor. Bu kişiler tüm uyku süresi boyunca daha fazla REM yaşadıkları için bazen sık sık rüyalar görebiliyorlar. Bazen de‘uyku felci’ denilen durum ile karşılaşılıyor. Bu durumda hasta uyanma sırasında kısa süreli yaşayabiliyor ve bazen serçe parmağını bile hareket ettiremiyor.”
Uyku testi ile kesin tanı konuyor
Narkolepsi hastalığının tedavisinin mümkün olduğunun altını çizen Doç. Dr. Hüseyinoğlu, tedaviye dair şu bilgileri verdi:
“Narkolepsi hastalığının kesin tanısı için yapılması gereken bazı tetkikler var. Kesin tanı çoklu uyku latanst testi ile konuyor. Bunun için hasta uyku laboratuvarında bir gece geçiriyor. Vücuduna yapıştırılan sensörler sayesinde uyku süreci değerlendiriliyor. Böylece uyku apnesi ya da uykuda periyodik bacak hareketleri gibi sorunların olup olmadığı ortaya çıkarılıyor. Ertesi gün de kişi gün içerisinde ikişer saat arayla beş kez, 20’şer dakika süreyle uyumaya bırakılıyor. Uykuya dalma süresi ve uyku evrelerinin incelendiği çoklu uyku latans testi ile kişinin uykuya REM dönemi ile başladığının belirlenmesi halinde narkolepsi tanısı konuyor.”
Tedavi edilmezse uyum sorunlarına neden olabiliyor
Hastalığın tedavi edilmemesi durumunda kişinin yaşam kalitesini düşürdüğünü kaydeden Doç. Dr. Hüseyinoğlu, “Kişilerin uygun olmayan yerlerde aniden uyuyakalmaları sosyal sorunlara yol açabiliyor. Özellikle katapleksi durumları yaralanmaya yol açabiliyor. Bu kişilere rahatsızlığı ortadan kaldıracak ve gündüz aşırı uykusuna yönelik ilaç tedavisi uygulanıyor.Uyku saatlerine özen gösterilmesi, geç saatlere kadar uyanık kalınmaması ve alkol tüketilmemesi de dikkat edilmesi gerekenler arasında. Okul çağındaki ve ergenlik dönemindeki çocuklarda ders başarısını olumsuz etkileyebildiği için bu durumdan öğretmenlerinin de haberdar edilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. -KURUM BÜLTENİ

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.