Peygamber’in yetkisi ve sınırı (2)

 

Bu ayetler, Peygamberin helal koyama­yacağını, İslam’ı ve dini Allah’ın emri Kuran’dan öğrendiğini ve doğru yola ulaştığını açıklıyor. O zaman, gerçek şöyle, Allah’ın Kuran’ına karşı başka bir delil olamaz olması da söz konusu değildir. Allah’ın vermediği bir yetkiyi, peygamberde olsa, bizim vermemiz şirk olur, biz din koyucu değiliz.

Müşrikler de, önceden şöyle demişler. Beğenmedikleri, ayetleri, Peygamberi­mizden değiştirip, getirmesini istemişler. Eğer bu mümkün olsaydı, o zaman de­ğiştirilirdi. 7/ Araf 203. “Onlara bir ayet getirmediğin zaman, şuradan buradan derleyip getirseydin ya derler. Ben sa­dece Rabbimden bana vahiy edilene uyuyorum.”

Bir de sıkça söylenen, şu delilsiz ma­zerete, söze bakalım. Bunları söyleyip de milletin kafasını karıştırma diyorlar. Tabi ki, bu ve benzeri asılsız söylem­leri ilk önce, geçmiş milletler, Peygam­ber’lerine söylemişlerdir. Nuh Peygam­ber’e itirazları . 23/ Müminun 24. “ Biz geçmişteki atalarımızdan böyle bir şey duymadık. Hud, Peygamber’e itirazları. 7/ Araf 70. “ Dediler ki: Sen bize yalnızca Allah’a kulluk etmemiz ve atalarımızın kulluk etmekte olduklarını bırakmamız için mi geldin.” Salih Peygamber’e itiraz­lar. 11/ Hud 62. ” Dediler ki: Ey Salih, sen şimdi, babalarımızın yaptıklarından, bizi engelleyecek misin?” Şuayıb Peygam­ber’e itirazları. 11 Hud 87. “ Dediler ki: Ey Şuayıb atalarımızın kulluk ettiklerin­den vazgeçmeyi yahut mallarımız ko­nusunda dilediğimiz gibi davranmaktan vazgeçmemizi sana namazın m ı emre­diyor.” İbrahim Peygamber’e itirazları, 26/ Şuara 74. “ Ama biz atalarımızı böyle yapar bulduk.” Yine, 26/ Şuara 75,76. “ İbrahim dedi ki: İyi ama ister siz, ister önceki atalarınız, neye kulluk ettiğinizi biraz olsun düşündünüz mü?” Musa Peygamber’e itirazlar. 28/ Kasas 36. “ Biz önce ki atalarımızdan böylesini işitme­miştik.” Hz. Peygamber’e itirazlar. 34/ Sebe 43. “ Bu, sizi, atalarımızın kulluk et­mekte olduğunuz şeylerden, alıkoymak isteyen, bir adamdan başkası değildir.” Allah’ın rızasından korkmuyor insan, ama ne yazıktır ki, insanların ve toplu­mun kınayıp dışlamasından korkuyor. 71/ Nuh 13. “ Size ne oluyor ki, Allah’a büyüklüğü yakıştıramıyorsunuz.” 18/ Kehf 26. “ Allah kendi hükümranlığına din koyuculuğuna, kimseyi ortak etmez.” 49/ Hucurat 16. “ De ki: siz dininizi Al­lah’a mı öğretiyorsunuz? Böyle şeyleri söyleyip de milletin kafasını karıştırma diyenlere cevabı biz değil, Allah Ku­ran’da bu ayetlerle cevap veriyor.

İnsanların şuur altı, Kuran dışında ki, hurafe inanç sistemleriyle doldurul­muştur. Allah Kuran’da ki 150 yi, aşkın ayetlerle, bu konuyla ilgili ve insanları uyarıyormuş, Allah bunları yasaklamış, Peygamber uyarmış ne önemi var. Ye­ter ki , birileri, şöyle demiş olsun fa­lan ulema bu konuda şunu söylemiş ya sen ona bak, mübarek! Türbelere, gidilip ve onlar dan da Allah’ın yanın­da yardım isteniyor ya, onların yüzü suyu hürmetine, yatırların, veli, evliya­nın aracılığı ile Allah dualarımızı kabul edeceğine inanılıyor ya, sen ona bak. Allah’ın, Kuran’da ki emri, Peygambe­rin tavrı hiç de önemli değil. Peki, ya ölçü kaçtıysa, sınır aşılmışsa, Kuran çiz­gisinden sapılmışsa o zaman ne olacak? Kaybeden o insan olacak. Bu kadar inadın ve kör ısrarın sonu korkunçtur. Belki yanlış olabilir, bir Allah’ın emri olan Kuran’a bakayım ve Peygamber’in tavır ve uygulaması nasıl, ona göre ha­tamı ve hayatımı düzenleyim denilmesi gerekmez mi? 21/ Enbiya 24. “Yoksa Allah’ın yanında Allah’la birlikte birta­kım tanrılar mı edindiler? De ki: Haydi delillerinizi getirin. İşte benimle beraber olanların kitabı ve benden öncekilerin kitabı. Ama onların çoğu hakkı bilmez­ler ve bu yüzden de yüz çevirirler.”

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.