KADER VE KADERİN OLUŞMASI

Kader,  ölçü  demektir,  Allah,  her  şeyi  olması  gereken  ölçüye  göre  yarattır,  eksiği de  fazlası da  olmaz. İnsan  Allahın  kuludur,  yeryüzünde  bir  ilah  değildir.    Allah,  insanı  özel  bir  tarzda  yaratmayı  istemiştir.  Onun  için,  insan  ne  bir  cansız  madde,  ne  bir  hayvan,  ne de  bir  melektir. Rabbine  itaat  etmesi  ve  bu  ibadeti  yerine  getirmede  başarılı  olması,  engelleri  ve  azabı  bertaraf  etmesi  yine  Allah’ın  himmet  ve  yardımıyladır.  Eğer  kulluğu  başarırsa  kurtulur,  eğer  kulluğu  başaramazsa  kaybedenlerden  olur.

İnsan  aynı  zamanda  hem  hür,  hem de  mecbur  bir  varlıktır.  Yaratılışında  var olan  imkanlarla  ve  etrafında  kendisini  kuşatan  çeşitli  şeylerle  sınırlıdır.  Şunu  veya  bunu  tercih  edip  yapmada  hür  ve  serbesttir.  İnsanlar  hür  iradeleriyle  yapmadıkları  şeylerden  yani  amellerden  ebediyen  sorumlu  değillerdir.  Sadece  hür  irade  ve  istekleriyle  yaptıkları  şeylerden  yani  amellerden  sorumlu  olacaklardır.  Allah  bizi  yaratmayı  ve  sorumlu  tutmayı   istemiş  ve  şöyle  buyurmuştur.    67/ Mülk  2. “ Allah  hanginizin  daha  iyi  amel  işleyeceğini  denemek  için  ölümü  ve  hayatı  yaratandır.  Allah  her  şeye  galiptir  ve  çok  affedicidir.”

Böylece,  hayatın  sahnede  oynanan  aldatıcı  bir  hikayeden  ibaret,  teklifin  ise  bir  aldatmaca  olmadığını,  insanların  isteyerek  veya  istemeyerek  ezelden  bilinen  bir  yerlere  sürüldüklerini,  Peygamberlerin de    insanlar  tarafından  ortaya  konacak  cehalet  özrünü,  yani  sapıtmayı  kesmek  ve  kabul  görmeyecek  delil  ve  itirazları  uydurmaktan  men  için  gönderildiklerini,  kitap  getirerek  insanları  uyardıkları da  bilinen  bir  gerçektir.  Rabbimizin  bize  bütün  bunları  hatırlatması,  Allah’ı  hakkıyla  takdir  edebilelim  diye  yüce  katından  yapmış  olduğu  bir  açıklama  ve  uyarıdır.

6/ Enam  98.  “ Allah,  sizi  bir  tek  nefisten  yaratandır.  Sizin  için  bir  kalma  yeri,  bir de  emanet  olarak  konulacağınız  yer  vardır.  Anlayan  bir  toplum  için  ayetleri  ayrıntılı  bir  şekilde  açıkladık.”    17/ İsra  84. “ De ki:  Herkes,  kendi  mizaç  ve  meşrebine  göre  iş  yapar.  Bu  durumda  kimin  doğru  bir  yol  tutuğunu  Rabbiniz en iyi bilendir.” 18/ Kehf  29. “ Ve de ki: Hak Rabbinizdendir,  öyle  ise  isteyen  iman  etsin,  isteyen de  inkar  etsin…”  Kader  inancını  cebre,  zorlamaya  götüren  her düşünce,  Allah’ın dinine  ve insanlık dünyasına kasten  yapılmış  bir  kıyımdır.  İnsan,  istemezse  emre  uymaz,  din de  zorlama  yoktur.

2/ Bakara  256.  “ Dinde  zorlama  yoktur.  Doğru,  eğriden  iyice  ayrılmıştır,  kim  azgınları  tanımaz,  Allah’a  güvenirse  kopması  olmayan  sağlam  bir  kulpa  yapışmış  olur.  Allah  işitir  ve  bilir.”   Dinin  özü  imandır,  imanın  temeli  ise,  onu  içten  kabul  etmektir,  yani  kalbi  ile  tasdiktir.  Kalpte ki  imanı  bir  Allah  bilir,  bir de  o  kişi  bilir.  Kalp  insanın  en  hür  olduğu  yerdir,  onun  için  hiç  bir  kimse,  herhangi  bir  inancı  kabul  etmeye  veya  inkara  zorlanamaz.  Zorla da  ibadet  olmaz,  çünkü  ibadet  için  niyet  lazımdır,  niyetin  yapılacağı  yer de  kalptir,  kalpten  yapılmayan  niyet  geçersizdir  ve  kimseye  zorla  niyet  yaptırılamaz  ve  zorla  ibadette yaptırılamaz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.